Yakup GÜLAÇTI (Emekli Öğretmen)

Tarih: 17.11.2025 16:20

Ölmek Bedava

Facebook Twitter Linked-in

Ölmek Bedava
Orhan Veli’nin meşhur şiiridir:
Hava bedava, bulut bedava;
Dere tepe bedava;
Yağmur çamur bedava;
Otomobillerin dışı,
Sinemaların kapısı,
Camekanlar bedava;
Peynir ekmek değil ama
Acı su bedava;
Kelle fiyatına hürriyet,
Esirlik bedava;
Bedava yaşıyoruz, bedava.
Yaşamın ne denli ucuz olduğunu ne kadar güzel anlatmış Orhan Veli…
Ülkemizde yaşanan ve adına da “iş kazası” dedikleri ucuz ölümlerin tek bir izahı var;
sermaye sahiplerinin daha çok kazanma hırsı ve insanlarımızın yoksulluğu.
Kocaeli’nde bir kozmetik fabrikasında yaşanan patlama ve ardından çıkan yangında 6
kişinin yaşamını yitirmesi ve 7 kişinin de yaralanması olayı, ülkemizdeki “iş kazaları”nın
gerçekte kaza olmadığını bir kez daha kanıtladı hepimize.
Konuya ilişkin yapılan açıklamalarda, işyerinin ruhsatsız olduğu, işçilerin yaşça
küçüklüğü, bazılarının da sigortasız olduğu gibi eksiklikler dile getirildi. Öyle anlaşılıyor ki
ilgililer tarafından gerekli denetimler yapılmadı ya da bunlar görmezden gelindi.
Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu’nun
açıklaması her şeyi özetler nitelikte: “Kayıtdışı-esnek-güvencesiz çalıştırmaya, çocuk ve kadın
emeğinin ağır biçimde sömürülmesine, sendikal hakların ortadan kaldırılmasına, işçi sağlığı ve
güvenliğinin bir maliyet olarak görülmesine, denetimsizlik ve kuralsızlığa dayalı bir ekonomik
model facia üzerine faciaya yol açmaktadır.”
Soma’daki kömür madeni kazasından İliç’teki maden kazasına, Kartalkaya’daki otel
yangınından Kocaeli’ndeki kozmetik fabrikası yangınına kadar bunların aslında kaza olmadığı
görülüyor. Bunlara kaza denebilmesi için her türlü risk için yasalarda belirlenen önlemlerin
alınmış olması gerekirdi. Hepimizin bildiği gibi bu önlemlerin maddi bir bedeli var ve parayı
insan sağlığının önüne koyan kapitalist zihniyet, maliyeti düşürüp kârı artırmak için bunları
görmezden gelmeyi tercih ediyor maalesef!..
Ucuz ölümlerin ülkesi olmak istemiyorsak sendikal örgütlenmenin teşvik edildiği
güvenceli çalışma koşullarını mutlaka sağlamalıyız. Bu ve benzeri olaylar karşısında kişi ve
kurum gözetmeksizin sorumlular hakkında cezai yaptırımları eşitlik ilkesine bağlı kalarak adil
bir biçimde uygulamak zorundayız. İhmalin kurbanları toprak altında yatarken sorumlular
cadde ve sokaklarda kollarını sallayarak dolaşmamalı.

Eğer mevcut denetim anlayışımız değişmez, gerekli önlemleri almazsak gelecekte de
cinayet gibi kazaları yaşamamız kaçınılmaz olacaktır.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —