Zeki BAŞTÜRK (Emekli Milli Eğitim Müdürü)

Tarih: 26.09.2025 00:08

DİLİMİZ KİMLİĞİMİZDİR

Facebook Twitter Linked-in

DİLİMİZ KİMLİĞİMİZDİR

Bir ulusun  varlığı yalnızca sınır taşlarıyla, yalnızca ordusuyla, yalnızca bayrağıyla korunmaz. O ulusun  soluk  aldığı, düşündüğü, duygularını anlattığı dildir asıl kale. Dil, hem kimliğin hem belleğin hem de geleceğin taşıyıcısıdır. İşte bu yüzden, “Türkçe giderse Türkiye gider” sözü bir uyarıdan çok, bir gerçeğin ta kendisidir.

26 Eylül, Dil Bayramı… Yalnızca bir takvim yaprağı değil; Cumhuriyet’in kuruluş felsefesinin de en canlı animsatıcısıdır. 1932’de toplanan Birinci Türk Dil Kurultayı’ndan bugüne uzanan bu yol, ulusumuzun kendi sesine, kendi sözcüklerine, kendi benliğine sahip çıkma yoludur. Atatürk’ün dediği gibi, “Ulusal duygularla  ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir.” O bağ zayıflarsa, ulusun damarlarına sızan yabancılaşma da güçlenir.

Bugün bakıyoruz; reklam tabelalarında, sosyal medyada, günlük konuşmalarda bile yabancı sözcüklerin istilası altındayız. Oysa kendi öz dilimizi hor görmek, yalnızca slzcüklerimizi değil, düşünme biçimimizi, hatta bağımsızlığımızı da teslim etmektir. Çünkü dil, bağımsızlığın aynasıdır. Kendi diline yabancılaşan bir toplum, önce kültürünü kaybeder, sonra kimliğini ve en sonunda da vatanını.

Türkçe’yi korumak, aslında Türkiye’yi korumaktır. Sözcüklerimiz, yüzyılların emeğiyle yoğrulmuş, destanlarımızda, türkülerimizde, ninnilerimizde büyümüş; Anadolu’nun taşına, toprağına sinmiştir. Bu mirası yaşatmak bir lütuf değil, bir görevdir.

Bugün Dil Bayramı’nı kutlamak, yarınlarımız için sorumluluk almaktır. Çocuklarımızın ilk sözcükleri  Türkçe olmalı; üniversitelerimizde bilim dili olarak Türkçe güçlenmeli; meydanlarımızda, tabelalarımızda Türkçe onurla dalgalanmalı.

Unutmayalım: Bir ulusun  dili, onun bağımsızlık senedidir. Türkçe giderse, Türkiye gider. Ama Türkçe yaşarsa, Türkiye sonsuza dek yaşar.

Dil Bayramımız kutlu olsun.


Zeki BAŞTÜRK


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —