Zeki BAŞTÜRK (Emekli Milli Eğitim Müdürü)

Tarih: 11.11.2025 08:43

BİR ÇİÇEĞİN KIRMIZISINDA ATATÜRK’Ü ’ü GÖRMEK

Facebook Twitter Linked-in

BİR ÇİÇEĞİN KIRMIZISINDA ATATÜRK’Ü ’ü GÖRMEK

Doğanın dili sessizdir ama anlamı derindir. Her çiçek bir şeyi anlatır; kimi sevdayı, kimi umudu, kimi de direnci… Ve öyle bir çiçek vardır ki, yalnızca güzelliğiyle değil, taşıdığı anlamla da ölümsüzleşmiştir: Atatürk Çiçeği.

Doğa, kimileyin  insanlığın büyük değerlerini kendi diliyle onurlandırır. Bir çiçeğin narin yapraklarına, bir liderin adını taşımak... Bu, sıradan bir onur değildir. Tüm dünyada yalnızca bir liderin adını taşıyan bir çiçek vardır: “Atatürk Çiçeği.”

Kırmızı yapraklarıyla ateşi, kararlılığı ve umudu simgeleyen bu bitki, tıpkı Mustafa Kemal Atatürk’ün karakteri gibi güçlü ve zariftir. 1930’lu yıllarda Türk Ulusunun  çağdaşlaşma atılımlarını hayranlıkla izleyen botanikçiler tarafından “Atatürk Flower” adı verilmiştir. Çünkü onlar, bir ulusun yeniden doğuşunu sağlayan bir liderin adını, yaşam ve güzellik simgesiyle yaşatmak istemişlerdir.

Kırmızı yapraklarıyla kan değil, yaşamın kendisini simgeler bu çiçek. O kırmızı, savaşın değil, barışın rengidir; özgürlük uğruna dökülen terin, alın akının, inancın rengidir. Atatürk’ün devrimlerinde olduğu gibi bu renkte de bir sıcaklık, bir diriliş, bir umut vardır.

Yeşil sapları ve yaprakları ise doğanın sürekliliğini, yaşamın hiç bitmeyen döngüsünü anımsatır. Nasil ki  her bahar yeniden filizlenir toprak, Atatürk’ün düşünceleri de her kuşakta yeniden kök salar. Doğa, bu anlamda onun en sadık öğrencisidir: Sessizce, ama kararlılıkla yenilenir.

Atatürk Çiçeği, bir liderin anısına verilmiş bir ad olmanın ötesindedir. O, aklın ve güzelliğin birleştiği bir simgedir. Doğa, bu çiçek aracılığıyla insanlığa bir mesaj fısıldar: Gerçek ölümsüzlük, iz bırakmaktır; tıpkı Atatürk’ün bıraktığı gibi.

Bir çiçeğin kırmızısında kararlılığı, yeşilinde umudu, biçiminde inceliği görebiliyorsak; demek ki doğa bile Atatürk’ü anlamış, onu kendi diliyle anlatmaya devam etmektedir. Çünkü kimi adlar,  yalnızca taşlara kazınmaz; toprağın, suyun, rüzgârın belleğine de yazılır. Yazılır ki dünya durdukça,  sonsuza dek yaşasın.

Mustafa Kemal Atatürk ve O'nun "en büyük eserim" dediği Cumhuriyet, sonsuza dek yaşayacaktır.  Kimsenin kuşkusu olmasın.

Zeki BAŞTÜRK


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —