3 ARALIK: FARKI GÖRMEK DEĞİL, FARK YARATMAK GÜNÜ
"Dünya Engelli Çocuklar Günü" özel olarak belirlenmiş bir tarih olmamakla birlikte, 03 Aralık Dünya Engelliler Günü bu konunun en geniş kapsamlı şekilde ele alındığı gündür. Bu gün, engelli bireylerin (çocuklar dahil) haklarına, yaşam koşullarına ve topluma tam katılımlarına dikkat çekmek için Birleşmiş Milletler tarafından ilan edilmiştir.
Engelli bir çocuk, öncelikli bir çocuktur. Onların da oyun oynama, en iyi eğitimi alma, sevilme, hayal kurma ve en önemlisi eşit fırsatlara sahip olma hakları vardır.
Çocuk haklarından, engelli bireylerin toplumsal katılımlarından söz ederken, vicdanımızın en büyük sınavını yaşadığı coğrafyaya, Gazze'ye bakmak zorundayız.
Çocuklar, savaşın en masum ve en büyük kurbanlarıdır. Gazze’de hayatta kalmayı başaran binlerce çocuk ya bir kolunu ya bir bacağını ya da ailesini kaybetmiş, kalıcı travmalarla baş başa kalmıştır. Sağlıklı bir ortamda büyüme, eğitim alma ve oyun oynama hakkı yerini, enkaz altında bir sonraki günü bekleme korkusuna bırakmıştır.
Dünya, Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin mürekkebi kurumadan, en temel hakların toplu halde ihlal edildiği bir trajediye tanıklık ediyor. Bir çocuğun yaşama, korunma ve sağlık hakkı; Gazze’de ya bir bombayla ya da açlık ve susuzlukla elinden alınıyor.
Asıl engel, çocukların potansiyelini kısıtlayan önyargılar, erişilemez binalar, dışlayıcı sistemler ve kalbimizdeki, zihnimizdeki duvarlardır.
Bugün, dünyanın dört bir yanında milyonlarca insan hayatı boyunca bu duvarlarla mücadele ediyor. Kimi tekerlekli sandalyesiyle kaldırımı aşamıyor, kimi işitme cihazıyla kalabalığın sesinde kayboluyor. Ama bir de Gazze’de, en temel hakkı olan “yaşama hakkı” elinden alınmış insanlar var. Bombalar altında sakat kalan, protez yerine taş parçası takan çocuklar… Onların engeli doğuştan değil, savaşın acımasızlığından.
03 Aralık, bu duvarları yıkmak için bir fırsattır. Gelin, acıma zincirlerini kıralım ve engelli bireylere tam katılım, eşit fırsatlar ve sarsılmaz bir saygı sunarak insanlık onuruna yakışır bir toplum inşa edelim. Sadece kaldırımları değil, yüreklerimizi de erişilebilir kılalım.
Engelsiz bir dünya, sadece fiziki düzenlemelerle değil; vicdanla, barışla, adaletle kurulur.
Unutmayalım: Gerçek engel, insanın insana körlüğüdür.
Cengiz Ceylan
Eğitimci Yazar