SEVGİ-SAYGI-NEZAKET-HOŞGÖRÜ
Dünyanın ve ülkemizin içinde bulunduğu durum hiçte iç açıcı değil, sürekli kaos, kargaşa ve çatışma devam etmektedir. Dünya insanları bunalıma girmiş gibi hareket etmekte ve sürekli olarak ufak bahanelerle sürekli olarak her şeye tepki vermekte, bu durum ise rahatsızlığa sebebiyet vermektedir. Ülkemiz de her gün televizyonları açtığımızda ise bir kargaşa, kos ve huzursuzluk var. Ufak olaylara tepki verme, sokak ortasında cinayet işleme, kurşunlama ne sayarsanız sayın hemen her türlü olaylar artık insanlarımızı bıktıracak dereceye kadar gelmiştir.Artık bütün bunların son bulması ve insanlarımızın artan bu pahalılık ortamında biraz huzura ihtiyacı var. Bu ortamı sağlamak ise ülkeyi yönetenlerin yapması gereken vazifeleridir.
Ülkemiz çevresinde hemen her gün olan ve İsrail tarafından saldırılar ise bardağı taşırmak üzeredir. Zaten bunu İsrail, ABD ve batılı güçler istemektedir. Ülkemiz üzerine düşen ise bir an önce içte birlik ve beraberliği sağlamak ve her an oluşabilecek oldubittilere her alanda hazır olması gereklidir. Bütün bunları yaparken de, sevgi, saygı, nezaket ve hoşgörüye dikkat edilmeli ve birbirimize tahammül etmeliyiz, çünkü bizim gidecek bir yerimiz yok bir arada yaşamak zorundayız. İyilik yapmak, sadece anlık bir jest değil, aynı zamanda geleceğe bırakılan bir mirastır. İnsanlık ailesine katkıda bulunmak, kendi kültürümüzü ve değerlerimizi en güzel şekilde temsil etmekle mümkün olur. Bu, sadece bireysel bir sorumluluk değil, aynı zamanda millet olarak da ortak bir görevdir. Doğru olmayan davranışlar, diyalog eksikliği ve kasıtlı yanlış bilgiler yaşanan problemlerin kaynağı olmaktadır. Maalesef iyi niyeti rafa kaldırmış, fırsatçı ve hesapçı kişiler de oluşan problemleri kullanmaktadır. Bir başkasının sözünden etkilenmeyecek insan sayısı çok azdır. İnsanların başkalarını olumsuz etkilemeye ve onlara yanlışı yaptıkları zaman iyi yaptın demeye hakkı yoktur Konuşturulmayan insan, başka bir ifadeyle susturulan insan toplum için de çok tehlikeli olabilir. Konuşamadığının bedelini ya içine kapanarak kendine ödetir, ya da yapacağı çılgınlıklarla hem kendine hem de içinde yaşadığı topluma ödetir. Her ikisi de kötü bir sonuç meydana getirir. O halde insanları baskıyla susturmak yerine onlara eğitimle neleri ne kadar konuşmaları gerektiğinin yolları öğretilmelidir. Demokrasi içinde insanların haklarını bilmeleri ve sonuna kadar kullanmaları sağlanmalıdır.
Topluma şiddet ve gerginlik yaşatmak yerine hak istemeyi bir şölen, eğlence havasına sokabilmeli ve insanların ilgilerinin onlara yönlenmesi ve kamuoyu oluşması sağlanmalıdır. Bir insanın her istediğini yaptığı bir düzen olamaz. Bu istek başkasına, çevreye, sisteme, işleyişe zarar verecekse asla olamaz. İnsanın kamuoyu önünde kendine bile zarar vermesine müsaade edilemez. Her işin bir yolu yordamı vardır. Ülkemiz bir ateş çemberi içerisinde bulunmaktadır. Bu ateş çemberinde kendimizi korumak ve ateşten enaz etkilenmek için mutlaka gerekli tedbirleri almak zorundayız. İnsanlarımızı bu durumdan etkilenmeden korumanın yolu sürekli olarak gelecek tehlikeler için eğitmektir. Milli birlik ve bütünlüğümüze önem vermeli ve birlik ve beraberliğimizi bozmaya çalışan unsurlar derhal yok edilmelidir. Milli Güvenlik toplantısında alınan 81 ile sığınak yapılması yönündeki karar isabetlidir ve çok kısa sürede hayata geçirmek kaçınılmazdır. Bu konuda hükümete gerekli desteğin verilmesi her insanımızın görevidir. Hep birlikte insanlarımız arasında sevgi, saygı, nezaket ve hoşgörüyü yaymak hepimize düşen vazifedir.
Hüsamettin AKSUNGUR
E. Maarif Müfettişi
