ÖNSÖZ
Şenkaya ilçemizin tarihsel gelişimi, ilçe oluşu, coğrafi yapısı; ( dağları, kanyonlar ve vadileri, ovaları, arazi dağılımı ve doğal bitki örtüsü, iklim özellikleri, ormanları, çayırları, toprak örtüsü özellikleri,) Ekonomisi ( tarım, hayvancılık arıcılık, kümes hayvancılığı, madencilik, sanayi ve ticaret,) Ulaşım, nüfus, eğitim ve kültür durumu, sosyal yaşam ve Şenkaya’daki kültür var-lıklarımız, Şenkaya’nın ziyaret yerleri hakkında tüm hemşerilerimizi, özelliklede gurbette ya-şayan, hemşerilerimizi ilçemiz hakkında bilgilendirmek ve tatillerini ilçemizde geçirmelerini sağlamak amacıyla bu kitabı siz değerli hemşerilerimize takdim ediyoruz. Her yönüyle Şenkaya ilçemizin tanıtılması hususunda bizlere öncülük eden Atatürk Üniver-sitesinde Öğretim Üyeliği ve Bölüm Başkanlığı v Erzurum Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koru-ma Kurulu Başkanlığı (Eylül 1994-1999), yapmış olan Prof. Dr. Hamza Gündoğdu’ya teşekkür-lerimizi sunuyoruz. Cengiz Ceylan Eğitimci Yazar
3
BÖLÜM-1 İLÇE TANITIMI ŞENKAYA İLÇESİNİN TARİHSEL GELİŞİMİ
Erzurum-Şenkaya Bölgesi konumu gereği, Erzurum, Kars, Ardahan ve Artvin tarihiyle iç içe olup, Erzurum Kars Bölümü ile Doğu Karadeniz Bölgesi arasında bir geçiş konumunda bulun-maktadır. Bulunmuş olduğu stratejik konum itibariyle tarih öncesi ve tarihi çağlar boyunca birçok me-deniyetin beşiklik etmiş bir yerleşim bölgesidir. Yapılan çalışmalar ve araştırmalar Şenkaya ve çevresinin çok eski tarihlerden itibaren farklı devlet ve uygarlığın hâkimiyet sahası içerisinde yer aldığı ya da bunlara ait çeşitli hareketlilik-lerden etkilendiğini ortaya koymaktadır. Bölgede bulunan çeşitli tarihi eserler ve bulunan arke-olojik bulgular bu etkileri göstermesi bakımından önem taşımaktadır.
Kronolojik olarak, İlk dönemlerde Urartular’ın etki alanı içerisinde kalan ilçe daha sonraları 5. YY. da Kartlilerin istilası ile Gürcistan sülalelerinin eline geçmiştir. Sonraki dönemlerde sıra-sıyla Kimmerler, Medler, Selefküsler ve Arsaklı hâkimiyeti altında kalarak Dayk Eyaleti sınırla-rı içerisinde yer almış ve yapılan Roma, Sasani, Gürcü-Bizans, Rus ve Osmanlı çatışmalarında ise sık sık el değiştirmiştir.
Şenkaya’nın Türkler açısından tarihine bakınca, İskitlerin (Saka Türklerinin) büyük hüküm-darı Afrasyab zamanında (M.Ö.654-626) Saka Türklerinin kabilelerinden olan Tao’lar Oltu, Olur, Narman, Şenkaya, Tortum’a yerleşmeleriyle bölge Saka Türklerinin bir kolu olan Ta-olar’ın yurdu olmuştur.
Sonraki yıllarda Doğu Anadolu bölgesi M.Ö.585 yılında Med’lerin, daha sonra Pers’lerin hâ-kimiyeti altına girdi. Değişik krallıkların hâkimiyeti altında kalan bölgeye M.Ö.60-M.S.400 yılla-rı arasında Büyük Roma İmparatorluğu hâkim olmuştur. Büyük Roma İmparatorluğunun 395 yılında ikiye ayrılması ile merkezi İstanbul olan Bizans (Doğu Roma İmparatorluğu) 395-651 devresinde bölgede hüküm sürmüşlerdir. Şenkaya, 13. yüzyılda, Cengizhan’ın baskısıyla Kafkasya’dan göç eden Kuman-Kıpçak için yerleşim alanı olmuş. Ortodoks mezhebine bağlı Kuman-Kıpçak Türkleri, Çıldır Beyliği’ni ku-rarlar. Yöredeki kiliselerin bazılarının Kuman-Kıpçak Türkleri tarafından yapıldığı sanılmakta-dır. Şenkaya'da Çatalkom Kışlası'ndaki kilise mezarlığında görülen kırmızı taştan koyun hey-kelleri Kuman-Kıpçak izleridir. Şenkaya, 651 yılında Halife Hz. Osman’ın emri üzerine Mesleme el-Fihri oğlu Habib ordusu tarafından Müslümanların eline geçmiştir. Bölgeyi 751 yılına kadar Müslümanlar idare etmiş, bu tarihte Bizans ordusunun taarruzu neticesinde galip gelmeleri sonucu, Bizansların hâkimiye-tine geçmiştir. Selçuklu komutanı İbrahim Yılnal 1048 yılında Pasinler savaşını kazınmış ve kendisi ile bir-likte yerleşmek maksadıyla yurt arayan Türkmen kabilelerini Erzurum ve çevresine yerleştir-miştir.
Selçuklu Sultanı Alp Arslan’ın 26 Ağustos 1071’de Malazgirt meydan muharebesinde Bi-zanslıları yenip, imparatorlarını esir alması üzerine bölge kesin olarak Selçuklu hâkimiyetine girmiş, 1072-1202 döneminde Saltuklular, 1202 -1308 döneminde Anadolu Selçukluları, 1308 – 1335 döneminde İlhanlılar’ın hâkimiyetinde kalmıştır. 1380 – 1468 döneminde Karakoyunlular, 1468-1502 döneminde Akkoyunluların hüküm sürdüğü Şenkaya ve çevresi, 1514'te Yavuz Sul-tan Selim çaldıran seferinden dönüşte Ardahan, Göle ve Şenkaya’dan geçer. Bu geçiş sırasında Kıpçak Atabeyliği'ne son verilir. Kıpçaklar, 1625 yılında Müslümanlığı kabul etmişlerdir. Osmanlı Ordusunun bölgeden çekilmesini fırsat bilen Gürcü Atabeg Kralları bölgeye hâkim olmuşlardır. Şenkaya'nın Osmanlı İmparatorluğu’na yeniden bağlanışı Kanuni zamanında olmuştur. Ka-nuni’nin 1549 yılında yaptığı Gürcistan seferiyle, bütün Çoruh havzası dâhil Kafkasya, Osmanlı İmparatorluğu’na katılmıştır. Erzurum Beylerbeyi Tekeli Mehmed Paşa Recep 956/ Ağustos 1549 tarihinde Penek ve Pernek kalelerini Gürcülerden aldı. Sonra vezir Ahmed Paşa’nın ayni yılda yaptığı Gürcistan seferi sırasında, Uzunoğlu diye meşhur Gürcü beyi elinde bulunan Kâmhis kalesi 3 Ramazan 956/ Eylül 1549 günü zapt olundu. Bulunduğu yörenin en müstahkem kalesi olan Kâmhis’ın alınması ile bölge yeniden Osmanlı idaresine geçti. Kamhis bölgesinin, sancak itibar edilerek 16 Ramazan 956/ 8 Ekim 1549 günü, Erzurum Gönüllüler Ağası Haydar Bey’e verilmiştir. Bu san-cak 12 Muharrem 965/ 4 Kasım 1557 tarihinde Ardahan Sancağına bağlanmıştır. (Kâmhis bu-günkü Kömürlü nahiyesine bağlı Yanıkkaval köyüdür) Bu günkü Şenkaya bölgesinin Bardız ve çevresi Oltu, diğer yerleri Ardahan Sancağına bağlı kalmıştır. Ancak 1828 yılında Kars ve Erzurum ilk defa Rus işgaline uğrar. Bu tarih, Şenkaya’nın yaşa-dığı ilk kaçakaç (göç) olayının tarihidir. Şenkayalı birçok sülale iç Anadolu’ya, Çukurova’ya kadar göçmüş ve bir daha da geri dönmemiştir.
Örtülü (Şenkaya) Merdinek (Göle)ve Oltu çevreleri çok eski tarihlerden itibaren farklı devlet ve uygarlığın hâkimiyet sahası içerisinde yer almışlardır. Hatta bir ara İran ile yapılan bir sınır tahsisinde önemli bir kısmı İran hududunda kalmıştır. Osmanlı Devleti’nin kaçınılmaz bir son olarak girdiği I. Dünya Savaşı içerisinde açılan Kaf-kas Cephesi ve Sarıkamış Harekâtı esnasında Şenkaya ve köyleri, askeri harekât ve savaş alanı olmuştur. Aynı zamanda bu harekâtta tarihin ender gördüğü bir drama şahitlik etmiştir. Şen-kaya bu savaşta kaybettiğimiz binlerce vatan evladının da ebedi istirahatgahı olmuştur. Halk arsında 93 Harbi olarak da bilinen (Rumi takvime göre 1293 yılında yapıldığı için 93 Harbi diye anılırdı.) 1877-1878 Osmanlı Rus savaşı (93 harbi) sonrasında imzalanan 3 Mart 1878 tarihli Ayastefanos Anlaşması ile bölge Rus idaresine girdi. Elviye-i Selase livaları savaş tazminatı olarak Ruslara bırakıldı. Evliye-i Selase Osmanlı dö-neminde Kars, Ardahan ve Batum livalarının (sancaklarının) ortak adıydı. Bu üç sancak, 93 Harbi’nin (1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı) ardından yapılan antlaşmayla Çarlık Rusya’sına bı-rakıldı.1879 yılında imzalanan ‚Ayastefanos antlaşması ‛ ile Şenkaya, Kars vilayetine bağlana-rak Rus yönetimine girdi. 1917 yılında Rusya’da yapılan Bolşevik ihtilalı üzerine işgalci Rus birlikleri 40 yıl hüküm sürdüğü bu bölgeyi (Elviye-i Selase-Üç sancak: Kars, Ardahan, Batum) Ermenilere bırakarak yöreyi terk ettiler. Yaşanan Sarıkamış felaketi ve ardından gelen Rus işgali ile Şenkaya ve köyleri batı dev-letleri ve Rusya’nın ayaklandırdığı ermeni çetelerinin gerçekleştirdiği katliamlara sahne olur.
Devleti kurma hayallerine kapılan ve ‘’Kan dökmeden hürriyet elde edilemez‛ sloganı ile işe başlayan Ermeni Komiteleri (Hınçak-Taşnak-Ermenekan v.s) adeta çıldırmışlardı. Ruslar geri çekilirken silahlarını da Ermenilere bıraktılar. Bırakılan bu silahlarla sözde ‘’Ermeni Devleti’’ kurma hevesine kapılan Ermeni çeteleri bölgenin Müslüman ve Türk nüfusunu eritmek ve or-tadan kaldırmak için inanılmaz mezalimler yapıyor, karşılarına çıkan ne varsa yakıp yıkıyor, ateşe veriyor, yağmalıyor, direnen ve eli silah tutanları topluyor ve katlediyorlardı.
Genç, yaşlı, kadın, erkek, çoluk, çocuk ayırt etmeden çok sayıda vatandaşı şehit ediyorlardı.
6
Balkaya, Bardız, Barik, Çermik, Eğitkom, Ersinek, Eznos, Gosor, Göreşken, Hekesor, iğdeli, Kerkilik, Kürkçü, Mışıh, Nazırvans, Nüsünk, Penek, Pertuvan, Posik, Zadgerek, Zakim, Zuvart, Vağaver, Vartanut, < Vs diğer köylerimizde çok sayıda insan, ya Ermeniler tarafında katledildi ya da Ruslar tarafından sürgüne gönderildi.
Ermeni mezalimi karşısında, yörede milis güçleri oluşturarak Ermenilerle mücadele eden yöre halkı, Kazım Karabekir Paşa komutasındaki Birinci Kafkas Türk Kolordusuna bağlı birlik-lerin katılımı ile Ermeni çetelerini temizleyerek 25 Mart 1918’de 5. Kafkas Tümeni Yarbay Mürsel Bey komitasında Oltu’ya girdi.
S
Oltu ile çevresi Bardız ve 07 Nisan 1918 tarihinde Şenkaya’yı kurtarmışlardı. Şenkaya dâ-hil bölge kırk yıllık Rus idaresinden kurtarıldı. Ancak Şenkaya bağlı nahiyeler I. Dünya Savaşı sonunda 30 Ekim 1918'de imzalanan Mond-ros Mütarekesi uyarınca Osmanlılar bu bölgeyi boşaltmak zorunda kalarak, bölge insanının ka-derini bir kez daha Ermenilerin eline teslim etmişlerdi. İngiltere ve diğer itilaf devletleri Güneybatı Kafkasya ile birlikte Oltu ve dolaylarını da Er-menilere bırakmak niyetindeydiler. Batum, Kars ve Ardahan, Rusya’nın yönetiminde Ermenis-tan’ın denetimine girdi. Bunun üzerine Ermeniler daha korkunç katliamlar yapmaya devam et-tiler.
7
Türk-Kürt demeden katliamlar yapan, Ermeni zulmüne direnen bölge halkı; Wilson Prensip-leri’ne dayanarak Elviye-i Selâse’deki Türk halkının hukukunu korumak amacıyla 5 Kasım 1918 tarihinde Kars İslam Şurası kurulmuş daha sonra 18 Ocak 1919’da Kars’ta kurulan Cenubi garbi Kafkas Hükümeti’nin çekirdeğini teşkil etmiştir. Bu hükümetin Şura şubeleri arasına Oltu’da katılmıştır. Ancak bu hükümet İngilizlerin Kars’ı işgali üzerine, İngilizler tarafından 13 Nisan 1919 tarihinde dağıtıldı. 13 Nisan 1919 tarihinde Kars’ın İngilizler tarafından işgal edilmesiyle Oltu İslâm Terakki Komitesi Bardız yaylasından, Olur ilçesi ve Tavusker, Allahüekber Dağları, Göle'nin Karınca düzü, Tetirkos yaylası, Kanlı Dağı'nın Artvin hududuna kadar olan sınırlar içerisinde “Oltu Şura Hükümeti”ni kurdular. Bu hükümetin kuruluşu İngilizleri kuşkulandır-dı. Kars’tan görevlendirilen iki İngiliz subayı ve bir manga İngiliz askeri Oltu’ya gönderildi. Amaçları bu hükümeti dağıtmaktı. Zorla dağıtamayacaklarını anlayan İngilizler yeni bir mecli-sin kurulmasını ve bu meclise Rumlardan da bir üye alınmasını sağladılar. Mehmet Ramiz Be-yin başkanlığında kurulan ve Şura yönetiminin yerini alan meclise “Oltu Meclis-i İdaresi” de-nildi. Yusuf Ziya Bey, Şakiroğlu Ahmet Bey, İzzet Bey, Sefer Efendizade Ahmet ve Rumlardan Papadapulo meclis üyesi oldular. Meclis kararlarını kendisini ‚Oltu Mutasarrıfı‛ ( Osmanlı idari sisteminde sancak veya liva mülki amiri) olarak tanıtan İngiliz Yüzbaşı Farel vize ediyordu. İngilizlerin Kars’a dönüşünden sonra 25 Mayıs 1919’da İngilizlerin kurduğu Meclis-i İdare toplanarak kendi kendini feshedip Yusuf Ziya Bey’in Başkanlığında ‚Oltu Şura Hükümeti‛ ni yeniden kurdular. Ermenilere karşı savunmaya geçtiler. Ama bu da Ermenileri durdurmaya kâfi olmamıştı.
1920’de Ermenilerce Bardız ve Kosor nahiyeleriyle köylerine uygulanan soykırımda, Kosor Nahiyesi’ne bağlı 38 köyün tamamı yağmalanmış, binlerce hayvan ve nakit para gasp edilip beş yüzden fazla insan öldürülmüştür. Yine Bardız Nahiyesine bağlı on altı köyden 139 hane harap edilip, 12’si yakılmış ve 913 kişi katledilmiştir. 29 nüfus kız ve geline de tecavüz edilmiştir.
8
Kürkçü ve Vartanut köylerinde aileleri şehit olmuş ve bakılmakta olan 125 kimsesiz çocuk da vahşice katledilmiştir. Peneskirt Nahiyesine bağlı 24 köyde 457 hane yakılmış, 2832 kişi değişik işkencelerle topluca katledilmiş ve bütün bu köylerde binlerce hayvan, eşya ve para yağmalanmıştır.
Ermenilerin; Oltu sancağının Kosor ve Penek nahiyeleriyle buraya bağlı otuz bir köyde yap-tıkları başka bir Yağma ve Mezalimde ise toplam altmış sekiz (68) kişi katletmişler. Osmanlı Arşiv kayıtları elimizde olup bu bilgileri daha tafsilatlı bir şekilde doğrular nitelik-tedir. I. Dünya Savaşı'na giren Osmanlı İmparatorluğu ve müttefikleri savaşı kaybetmişti. Rus İç Savaşı sırasında Azerbaycan, Gürcistan ve Ermenistan, Rus İmparatorluğu'ndan bağımsızlığını ilan ettiler. Ruslar, Om
ltu ilçesi üzerinde kontrol sahibi olmada başarısız olunca, bölgeyi ortaya çıkan ye-rel Müslüman bölgeyi kontrol altına aldılar. 28 Mayıs 1918 tarihinde Ermenistan Demokratik Cumhuriyeti ilan edildikten sonra Oltu sancağını kontrol etmek ister. Bunun sonucunda Yerel Türk boyları ve Ermeni sınır birliklerinin birbirleriyle çatışmasının bir sonucu olarak 6 Haziran 1920'de Ermeni kuvvetleri Oltu ilçesini işgal ederler. Buna karşılık, Doğu Cephesi Komuta-nı Kâzım Karabekir 3 Eylül'de Oltu'ya dört Türk taburu yolladı ve Ermenileri geri püskürttü. Karabekir sonra 20 Eylül 1920'de Ermeni birliklerini takip ederek Ermenistan'ın Gümrü kentine kadar ilerledi. Daha sonra Doğu Cephesi Komutanı Kazım Karabekir Paşa'nın emrindeki kuvvetlerin 28 Ekim 1920'de harekete geçerek, 9'uncu Kafkas Tümeni'nin Kars’a şehrine girmesiyle üç gün içe-risinde (30 Ekim 1920'de) Kars’ta düşman işgalinden kurtarılmıştır. Böylece yaklaşık 40 yıl Rus işgalinde kalan bölge Ermenilerden temizlenmiştir.