Yakup GÜLAÇTI (Emekli Öğretmen)

Tarih: 07.04.2025 03:07

Kuzeyin Oğlu

Facebook Twitter Linked-in

Kuzeyin Oğlu
       Hırçınlığıyla bilinen Karadeniz’in tipik özellikleriyle yoğrulmuş yiğit bir kişilik, Orhan Gencebay’ın yakıştırmasıyla "Kuzeyin Oğlu"ydu o. Şiar edindiği dik durma felsefesinden asla taviz vermeyen, kırmızı çizgisi Atatürk olan korkusuz, ilerici ve devrimci bir sanatçıydı. Çağdaş ve tam bağımsız bir Türkiye için gövdesini taşın altına koymaktan asla çekinmedi. Yaşadıklarını unutmadan, fırsat eşitsizliğinin çarkından kurtarmaya çalıştığı yoksul üniversite öğrencilerinin de amcası olmuştu.
          Volkan Konak, halk müziği ve Karadeniz ezgilerini birleştirerek sanatında derin bir özgünlük yakalamış bir sanatçıydı. Şarkılarında hem bireysel hem toplumsal hem de duygusal öğeleri kendine özgü karakteriyle unutulmaz ezgilere dönüştürmeyi başaran biriydi. Karakterine uymayan hiçbir eseri seslendirmemişti.


Sahnelerde kim olduğunu anlatmaya hiç ihtiyaç duymamış, "Sanatımı beğenmeyen insanla ahbaplık ederim; ama vatanımı, yenilmez şövalyemiz Atatürk'ü sevmeyenle ahbaplık etmem." diyerek Atatürk'e duyduğu derin saygıyı ve vatanseverliğini açıkça ortaya koymuştu. Ayrıca, Konak'ın mezar taşına bu sözlerin yazılması, onun Atatürkçü kimliğini ve mirasını yaşatma arzusunu da yansıtıyor
Sahip olduğu toplumsal felsefesi ve hayat görüşü, müziğine de yansıdığı için dinleyiciyle arasında samimi bir bağ oluşturmayı başarmıştı. Özellikle "Cerrahpaşa" ve "Gelmiş Bahar" gibi eserleri, hem melodik zenginliği hem de sözlerindeki derin anlamlarla dinleyicilere dokunan örneklerden bazılarıydı. Sabahattin Ali ve Nazım Hikmet’in şiirleri ona pek de yakışıyordu. Okuduklarını adeta yaşıyordu.
Konserlerinde okuduğu şiirler ve şarkılarıyla gözyaşı ve kahkahaları bir bedende buluşturup izleyenlere insan olduklarını anımsatıyor gibiydi.
Sadece müzikal anlamda değil, aynı zamanda toplumsal konulara dair fikirlerini açıkça dile getirmesiyle gençlerin gönlünde taht kurmayı başarmıştı

.
Röportajlarında, doğaya, insana ve özgürlüğe olan sevgisini korkusuzca vurgulardı.
Kuzeyin Oğlu 1992 yılında nikah defterini parasızlıktan düğün yapamadan imzalamak zorunda kalmıştı. O gün yapamadığı düğünü ancak otuz yıl sonra, 2023 yılında yapmıştır. Yani, yoksulluğun en derin acısını yaşatmıştı hayat ona.
             Volkan Konak, sadece müziğiyle değil, yardımseverliğiyle de tanınan bir sanatçıymış. Hayatını kaybettikten sonra, onun birçok öğrenciye burs verdiği ve yoksullara yardım ettiği ortaya çıktı. Konak, özellikle maddi durumu yetersiz olan gençlere destek olmuş ve onların eğitim hayatlarını kolaylaştırmış. Yardım ettiği gençlere "babaları olamam ama ağabeyleri, amcaları olabilirim" diyerek, manevi anlamda da desteğini esirgememiş.
İşte böylesi bir sanatçının ölümüyle ilgili, kendini din adamı -hem de müftüymüş- diye adlandıran birinin sosyal medya paylaşımında “sahnede gebermiş” demesinin dine imana sığan yanı yoktur. Sayın müftü efendi, kimin nerede, nasıl “gebereceğini” pardon öleceğini sen bilemezsin. Ayrıca cennet ya da cehenneme kimlerin gideceğine de sen karar veremezsin. Böyle din adamlarını görünce yüce dinimizin kimlerin elinde ne hale getirildiğini görmek de hepimizi çok üzdü. Böylesi din adamlarının, İslam’ın faziletlerinden bahsetmesi ne kadar inandırıcı olur dersiniz?.. Allah, onu bildiği gibi yapsın, demek geliyor içimden.
Milli şairimiz Nazım Hikmet Anadolu’da bir ceviz ağacının altına gömülmek istemişti ya, Volkan Konak da Maçka Düztarla’da babasının yanında bir ceviz ağacının altına gömülmek istedi. Nazım’ın vasiyeti gerçekleşmedi ama Volkan’ınki gerçekleşti.
Rahat uyu “Kuzeyin Oğlu.”  Seni unutmayacağız, unutturmayacağız…


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —