KAFKAS, SARIKAMIŞ ALLAHUEKBER DAĞLARI DRAMI :
Kadınlar savaş meydanlarına, mecbur kalmadıça gitmezler. Ancak...!, köylerinde, evlerinde, bütün yük kadınların sırtındadır. Yöre kadınları.Erkekler cephélerde olduğu,için. Allahuekber dağının eteğinde donarak, karlara gömülen, Mehmetçikler için ,mezar kazıp gömmüşler. Rahmetli Üvey baba annem,den dinlemiştim. Bize,oğul..! derdi. Biz köylerde
Askerlerimize, çorap , kazak örerdik, elimizde,iç çamaşır dikerdik.Size önemli cesur bir KADININ YAPTIĞI HİZMETİ ANLATAYIM; Yörenin cesur yardımetmeyi seven. Maddi durumu iyi olan."EDO" Beylerin kızı," KARACİBOLARIN" gelini, Zeynep Hanım. At, sırtında,köyleri gezerdi ihtiyaç sahiplerine yardım ederdi. Kocaları,Savaşa giden gelinlere, çocuklara yardım ederdi.Bi gün: yanlarında çalışanlardan,bir genci alır.Avunder köyüne gider...! Kapı,kapı dolaşırken,üstü başı eskimiş perişan ihtiyar bir adam gelir. Hanım. Benimle gelirmisin...? yanında 3 yaşlarında,bir kız çocuğu ile ben bu çocuğu buldum.Evini bulamıyoruz...!Çocuk, bakımsız,perişan saçları
birbirine karışmış. Üzgün,zavallı bir halde yüzümüze bakıyor...!Çocuğun elinden tutup,
kapısı açık olan,evleri gezdirdik.Sonunda, karanlık bir evden içeri girince.Çocuk...!Ana...! Ana..! diye seslendi. Gözümüz karanlığa alışınca, odanın ortasında eski bir tahta masa vardı.Üzerinde, duran gaz lambasını gördük yakınca : ortalık aydınlanınca. gördüğümüze, inanmak istemedik...! Allahım, sen bize dayanma gücü ver dedim...! çok üzüldüm. âğlamamak elde değil.Aman...! Allahım...! Genç, gelin
duvara sırtını dayamış
kas,katı olmuş,Allah'ın hikmeti hâlâ... ayakta, zavallı...! öyle zayıf ki Ne zaman öldü acaba...!...neden...! öldü...? bu zavallı genç ananın kucağında
yedi,sekiz aylık bir bebek sıkı,sıkıya sarılmış yavru, annesinin memesini emmeye çalışıyor. Küçücük bedeni ile hayatta, kalmaya uğraşıyordu.Küçük
yavruda zayıflıktan sopa gibi idi.Kollarının derileri buruşmuş. Kimbilir kaç zamandır kakasını ne zaman yapmış...! bacaklarına yapışmıştı...!
Sokaktan getirdiğimiz yavru..,ölmüş annesine,defalarca...! bağırdı.Sonra ağlamaya başladı.Görünürde yiyecek namına bir şey yoktu.Genç anne, kucağında ki yavrusu ile
beraber yana doğru kaydı.Başı düştü. Yavrusu hâlâ annesinin memesini emmeye çalışıyordu. Zeynep, hanım : komşularına, gidip ölen ,gelin hakkında bilgi alır
Komşular : kocasının Sarıkamış'a,savaşa gitti. ve genç gelinin bir süredir hasta olduğunu son zamanlarda görmerdiklerini söylerler...!
Kocası,gidince köy halkı yiyecek getirdiğini, anlatırlar.Zeynep hanım:küçük çocuğu ölmüş olan annenin kollarından almak ister çocuğuna,sıkıca
sarılmış, kollarından bırakmaz. Zeynep hanım, çocuğu annenin kollarından alırken, kulağına yavaşça, "ÇOCUKLARIN ARTIK BENİM"...!bende anneyim.Senin duygularını bilirim. Küçük yavruyu kucağına alır bağrına,basar. Diğer yavruyu da alarak çiftliğine döner...!Ertesi gün, Zeynep hanım,elinde KUR'ANI
KERİM.Gelinin, defin malzemeleriye Avundere, gelir.Köy halkı ile,talihsiz gelinin cenazesini toprağa defnederler.Zeynep hanım baş ucunda, Kur'anı Kerim. Okuduktan sonra, baş ucuna koyduğu tahtada
sadece,"HATİCE" yazılıdır.
Allahekber dağlarına Savaşa giden,ALİ.yıllar sonra.Bir gün tek ayağı ile, köyüne döner. Sevinçle, evinin, kapısına vurur.Cepheye giderken ,genç, uzun boylu, yakışıklı Ali. Solgun yüzlü, yaşlanmış
gözlerinden yaşlar akarak,komşu. Fatma Ninenin,kapısına gider.
Karısını ve çocuklarını,sorar.Fatma nine, karısının ve çocuklarının başına gelenleri anlatır.
ALI ;Ruslarla savaşırken Ayağına şarapnel isabet eder ayağının birini savaş alanında bırakır ve Ruslar esir düşer. Sibirya'ya esir kamplarında .Yıllarca, köyüne,yuvasına döneceği günlerin hayali ile yaşar. Sıkıntılı yıllar sonra, esareti bitince evine dönen. Ali,kapısına kilit
vurulması.Ali, yıkılır. Tek tesellisi, yavrularının, Zeynep hanım, gibi bir annenin korumasında olmaları mutlu eder.Ali, bir sabah.Zeynep hanımın köyüne gider.Titreyerek kapıya vurur.Kapıyı açan
Zeynep hanım.Gelen misafiri evine buyur eder.Baba,yavrularını görünce ağlayarak sarılır.Çocuklar gördükleri karşısında şaşırırlar. babalarına yaklaşmak istemezler...!
Zeynep hanıma,sarılırlar bizi bırakma...! anne...!Ali,çocuklarını ikna eder
Çocuklarıma :Yaptığınız fedakarlıklar için, teşekkür ederim. Senelerce annelik yaptınız...!Müsade ederesiz...! Bundan böyle yavrularımı kendim büyütmek istiyorum.
Zeynep hanım; tabi...!bana ne zaman...! ihtiyacınız olursa kapım size her zaman açık. Yavrularımı...!getirebilirsin. Onların ihtiyaçlarını her zaman karşılarım.
BEN ,ÖLEN ANNELERİNE VERDİĞİM SÖZÜ YERİNE GETİRDİM.