I. DÜNYA SAVAŞİ ve ERZURUM'UN MİLLİ MÜCADELEDEKİ YERİ..
Erzurum,yeri ve konumu bakımından, bu büyük savaşa mümkün mertebe hazırlanmıştı.
Bununla birlikte, savaşın hemen başında yaşanan Sarıkamış mağlubiyetinden sonra, Ruslar için Erzurum yolu açılmış oldu. Şehir, 16 Şubat 1916'da üçüncü kez Rusların eline geçti. Erzurum’un Ruslar tarafından işgali, savaşın gidişatını etkileyen çok önemli bir hadiseydi. Zira I. Dünya Savaşı başladığından beri, Gelibolu ve Irak’ta Türkler karşısında büyük hayal kırıklıkları yaşayan İtilaf Devletleri, Erzurum’u ele geçirmek suretiyle rahat bir nefes almışlardı. Erzurum’un bu beklenmedik teslimi, Hilal ile Haç arasındaki bu savaşta, İtilaf Devletlerinin ilk büyük zaferiydi.
1917’deki Bolşevik İhtilali üzerine Rus orduları, işgal etmiş oldukları doğu vilayetlerini boşaltmak zorunda kaldı. Ruslar çekildikten sonra, şehirde kalan Ermenilerin Müslümanlara yönelik katliamları imha derecesine ulaştı. Nihayet Doğu Cephesi Komutanı Kâzım Karabekir Paşa kumandasındaki Türk askeri 12 Mart 1918'de Erzurum'a gelerek, şehri Ermenilerden kurtardı.
I. Dünya Savaşı’nı Osmanlı açısından bitiren 30 Ekim 1918’deki Mondros Mütarekesi ile Erzurum'da Ermeni meselesi yeniden gündeme geldi. Doğu Anadolu'da bir Ermeni devleti kurulması tehlikesi karşısında, şehrin ileri gelenleri tarafından "İstihlâs-ı Vatan" ismiyle gizli bir cemiyet kuruldu. Kasım 1918'de İstanbul'da "Vilayat-ı Şarkiyye Müdafaa-i Hukuk-ı Milliye Cemiyeti" tesis edildi. Bu cemiyetin Erzurum şubesi 13 Mart 1919’da açıldı. İstihlâs-ı Vatan Cemiyeti kapatılarak, üyeleri bu yeni cemiyete dahil edildi. 15. Kolordu Komutanlığına atanan Kâzım Karabekir Paşa’nın 3 Mayıs 1919'da şehre gelmesi, cemiyetin çalışmalarını hızlandırdı. Cemiyet, bölgesel bir kongre toplama kararı alarak, şark vilayetlerini umumî kongreye davet etti. Bu sırada Mustafa Kemal Paşa, 3. Ordu Müfettişi olarak Erzurum'a geldi (3 Temmuz 1919). Bölgedeki vatanseverleri bir araya getiren Erzurum Kongresi 23 Temmuz 1919'da açıldı ve başkanlığına Mustafa Kemal Paşa seçildi. Adeta bir millet meclisi gibi hareket eden kongre, aldığı kararları uygulaması için “Temsil Heyeti” oluşturdu ve bu icracı heyetin başına yine Mustafa Kemal Paşa getirildi.
Erzurum’da kurulan Temsil Heyeti, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin 23 Nisan 1920’deki açılışına kadar, Milli Mücadele hareketini idare etmiş ve ardından görevini TBMM’ye ve onun hükümetine bırakmıştır. Böylece Erzurum, vatanın düşman işgal ve tehdidinden kurtuluşu ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşundaki şerefli vazifesini layıkıyla yerine getirmiştir.
Kaynak/ Erzurum teknik Üniversitesi Prof. Dr. Murat Küçükuğurlu.