GELECEK GEÇMİŞLE KURULUR
Geçmişten ders çıkarmadan, yarını nasıl inşaa edebiliriz? Hatada tekrar ahmaklıktır. Bir millet aklını ve sorgulama yeteneğini doğru ve yerinde kullandığı müddetçe bütün zorlukların üstünden gelir. Aksi durumda her şeyini kaybeder. Yarınların bizim olabilmesi için işe dünden başlamalıydık. Evet dünden. Ne yazık ki! Bunu yapamadık. En başta eğitimi bozduk, Sonucu anlaşılmadan, yeterli neden-sonuç ilişkisi üzerinden değerlendirilmeyen eğitim projeleri, her bakan değiştikçe değişen her gelenin kendine özgü bilimden uzak, eğitimciler ve sivil toplum kuruluşları ile yeterince konuşulmadan hayata zorla geçirilmeye çalışılan müfredatlar. Hiç bir taraf memnun olmadığı gibi, pedagoji biliminden uzak savsata düşünceler uğruna çöpe atılan milyonlar. Bilimsellikten uzak eğitim üretime yönelmez.
Üretim yoksa tüketim toplumuna dönüşür, pazar ülkesi olursun. Emperyalizm seni parmağında oynatır. Ulusal kararlar alamazsın. Dayatır ve yönetir. Atatürk bu durumun farkında olduğu için TAM BAĞIMSIZLIK düşüncesinden asla vazgeçmemiş. Büyük savaşlar yaşamış, kulluktan başka bir şey öğretilmemiş olan milletine yaptığı DEVRİMLERLE onu ulusun şerefli bir vatandaşı olmasını sağlamıştır. Yurt kalkınmasını ülkenin öz kaynakları ile dışa bağımlı kalmadan yapmış, Cumhuriyet'in ilk on yılında iğne üretemeyen bu ülkeden bir çok alanda üretim yapan ülkeye dönüştürmüştür. O yıllarda uçak fabrikasından tutun, şeker, çimento, gibi ekonominin ivmesini sağlayan yatırımları ülkenin öz kaynakları ile gerçekleştirmiştir. Savaş esnasında İktisat ve Eğitim Kongrelerinin yapılmasını bu yüzden çok önemsemiş, barışta da bunun meyvelerini millet olarak toplamaya başlamışızdır. Halkın %5 'ne yakın okur-yazar bir milletle bunun başarılmayacağını bildiği için Eğitim Seferberliğini başlatmış, zeki öğrencileri yurt dışına ihtisasa göndermiş, top yükün kalkınmanın düğmesine basmıştır. Köy Enstitüsü modeli kalkınma için müthiş bir eğitim projesidir.
Köylü çocuğu enstitülerde eğitilerek köylerine dönmüş ve kendi köylüsünü bilimsel bir anlatışla yetiştirmeye çalışmış. İşte ipin ucu burada kopmaya başlar. Sorgulayan ve bilimsel düşünen bir neslin ortaya çıkması, hem içeride hemde dışarıda rahatsızlık verir. Çok geçmez bu okullar bilinen nedenle kapatılır. Artık Türk Eğitim Sistemi karanlık türbülansa gitmiştir. Yerine getirilen okullar işlevsiz olduğu için istenen başarıya ne yazık ki ulaşılamamıştır. Emperyalist güçler ve onların yardakçılarına gün doğmuş, Atatürk ün tam bağımsızlık politikasından uzaklaşma sonucunda ne yazık ki bugünlere geldik. Yaşam devingendir. Öğreticidir.
Geçmişten ders almadıkça geleceği kuramayız. Bize emanet bu vatan toprağını cennet ve cehennem haline getirmek bizim elimizde. Bilimsel düşünen sorgulayan bir nesiller ancak başarabiliriz. “Atatürk ‘benim tek mirasım akıl ve bilimsel düşüncedir' demiştir, hiçbir devlet adamı veya devlet kurucusu böyle bir şey söylememiştir. Eğitim sistemimizin, toplumun ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde yeniden yapılandırılması gerekiyor. Eğitimin, sadece akademik bilgi değil, aynı zamanda sosyal beceriler ve eleştirel düşünme yetileri kazandıracak şekilde tasarlanması önemlidir. “Toplumda kültür yok, ülkemizde 200 küsur üniversite var ama hoca yok, cehalet kurbanı olarak devam ediyoruz, vasatlık her yerde. ”Milli eğitimin ve eğitimcilerin hedefi, devletine milletine sevgiyle bağlı, ülkesine aşk ile hizmet edecek vatansever evlatlar yetiştirmek değil miydi?! Eğitimde köklü değişiklikler yapılması, toplumsal dengenin sağlanması ve geleceğin çağdaş bireylerinin yetiştirilmesi için elzemdir. Bu haftada bu kadar. Tüm okurlarıma güzel ve mutlu yarınlar diliyorum.
Hüsamettin AKSUNGUR
E Maarif Müfettişi