EVLER BÜYÜDÜKÇE YÜREKLER KÜÇÜLÜRMÜŞ
Evler büyüdükçe yürek küçülürmüş…
Eskiden evler küçüktü ama içleri sıcaktı. Aynı sofrada üç kuşak oturur, çay bardakları hiç boş kalmazdı. Komşu, komşunun durumunu bilirdi. Ekmek paylaşıldıkça çoğalırdı. Şimdi ise evler büyüdü, duvarlar kalınlaştı, ama yürekler daraldı.
Bugün emekli, bir ömrün emeğini, alın terini geride bırakmış biri olarak, kendi evinde bile konuk gibi yaşıyor. Maaş ayın ortasına yetmiyor, elektrik faturasına bakarken yutkunuyor, torununa harçlık verememenin utancını kalbine gömüyor. Büyük şehirlerin büyük evleri, o yürekleri barındırmıyor artık. Çünkü o evler, sıcaklığını değil, yalnızlığını büyütüyor.
Bir yanda lüks sitelerde parlayan ışıklar, diğer yanda ay sonunu bekleyen emekliler. Bu adaletsizlik, sadece gelir farkı değil; aynı zamanda vicdan farkıdır. Ev büyüdükçe, yürekler küçülüyor, birbirimize olan ilgimiz, dayanışmamız zayıflıyor.
Oysa bu ülkenin temeli alın teriyle atıldı. Bugün hâlâ ayakta kalabiliyorsak, emeklinin yıllarca döktüğü alın teri sayesindedir. Şimdi o insanların insanca yaşam isteği, bir lütuf değil, haktır. Çünkü büyüyen binaların, genişleyen caddelerin değil; insana değer veren bir toplumun peşindeyiz.
Ev büyüdükçe yürek küçülürmüş, diyorlar.
Biz diyoruz ki: Evler küçülsün, ama yürekler büyüsün!
Paylaşmanın, dayanışmanın, insanca yaşamın yolu budur.
Biz Emekliler , büyük evler değil, büyük yürekler istiyoruz.
Bir sofrada yeniden buluşmanın, insan sıcaklığını yeniden duyumsamanin zamanı geldi.
Zeki BAŞTÜRK





