Cengiz CEYLAN(Eğitimci Yazar)


ENVER PAŞA NEDEN TÜM OLUMSUZLUKLARA RAĞMEN SARIKAMIŞ HAREKÂTI EMRİNİ VERDİ? (Yazı Dizisi- 2)

Bu sorunun cevabı tek bir nedene indirgenemez. Enver Paşa’yı bu emri vermeye iten şey sadece bir askeri plan değil, aynı zamanda tarihin akışını tek bir hamleyle değiştirme arzusuydu.


ENVER PAŞA NEDEN TÜM OLUMSUZLUKLARA RAĞMEN SARIKAMIŞ HAREKÂTI EMRİNİ VERDİ? (Yazı Dizisi- 2)
     Bu sorunun cevabı tek bir nedene indirgenemez. Enver Paşa’yı bu emri vermeye iten şey sadece bir askeri plan değil, aynı zamanda tarihin akışını tek bir hamleyle değiştirme arzusuydu. Almanların stratejik zorlaması, Turan hayali ve baskın etkisine olan aşırı güven; lojistik gerçeklerin, tifüs salgınının ve dondurucu soğuğun önüne geçti. Paşa, askerin imanının tabiatın kanunlarını yenebileceğine inanmıştı; ancak tabiatın ne kadar acımasız olabileceğini hesaplayamamıştı.
Enver Paşa’nın Sarıkamış Harekâtı emrini vermesi; askerî, siyasî, psikolojik ve ideolojik etkenlerin birleşimiyle açıklanır.

1.Harekât öncesi
Kafkas cephesindeki muharebeler 1 Kasım'da Rus kuvvetlerinin Osmanlı sınırını geçmesiyle başlamıştır. Türklerin Rus sınırına en yakın birlikleri Hasankale'deki 11. Kolorduya bağlı 18. ve 34. Tümenlerdi. Hasan İzzet Paşa barış döneminde hazırlanan plana uyarak, Rus kuvvetlerinin büyüklüğünü tespit etmeden, 18. ve 34. Tümenleri erkenden Erzurum'un doğusundaki Höyükler mevziine çekmiştir.
Hasan İzzet Paşa keşif amacıyla Binbaşı Yusuf İzzet Bey komutasındaki 2 bin süvariden oluşan 2. Nizamiye Süvari Tümenini Köprüköy'ün doğusuna kadar gelen Rus kuvvetlerinin üzerine yollamıştır. Düşmana karşı başarıyla muharebe eden Binbaşı Yusuf İzzet Bey bu zayıf Rus kuvvetini bozguna uğratarak, yeniden Höyükler mevziine dönmek için 11. Kolorduyu ve 9. Kolordunun 28. Tümenini Hasan İzzet Paşa aceleyle Rus kuvvetlerinin üzerine göndermiştir. 7 Kasım 1914'de 1. Köprüköy muharebesi başlamıştır. 7-9 Kasım arasında 24 taburdan oluşan Türk birliği (18. ve 34. Tümen: 18 tabur, 28. Tümenin 2 alayı: 6 tabur) Rus kuvvetlerini cephe taarruzlarıyla geri atarak Köprüköy'e çekilmeye zorlanmıştır. Türk ordusunun 1. Dünya Savaşı'nda girdiği ilk muharebe olan 1. Köprüköy Muharebesinde, Rus ordusunu geri çekilmeye zorlaması Türk askerlerine büyük moral kaynağı olmuştur. Bundan sonra 21 Kasım'a kadar ufak kesintiler haricinde Türk-Rus muharebeleri şiddetle devam etmiştir. Türkler her tarafta Rus kuvvetlerini geri atarak Ruslardan 30 kilometre kadar araziyi geri almıştır.
 Fakat Hasan İzzet Paşa cephanenin azalması ve Türk ordusunun kuzeyinde, Narman tarafındaki Rus kuvvetleri hakkında abartılı bilgiler aldığı için 21 Kasım gecesi Türk ordusunu 15 kilometre geri çekilme emri verdi. 21 Kasım gecesi çıkan korkunç kar fırtınasında Türk ordusu ağır zayiata uğradı. Geri çekilmeden sonra askerlerin morali bozulmuş ve firar vakaları artmıştır. 
21 Kasım'da 3. Ordu'nun galip durumdayken geri çekilmesi üzerine Erzurum ve Trabzon valileri, Teşkilatı Mahsusa (İttihat ve Terakki Cemiyeti bünyesinde Enver Paşa'ya bağlı olarak kurulan gizli teşkilattır.) liderleri tarafından Hasan İzzet Paşa aleyhinde Enver Paşa'ya şikayet telgrafları gelmeye başladı. Bu yüzden 3. Ordu'nun durumu hakkında telaşa kapılan Enver Paşa durumu mahallinde tetkik etmek için Kafkasya'ya hareket etmek istedi. Fakat Kabinedeki diğer nazırlar, Enver Paşa'nın Harbiye Nazırı olarak başkent İstanbul'dan ayrılmaması gerektiğini söylediler. Bu yüzden Enver Paşa 25 Kasım'da kendi yerine Hafız Hakkı Bey'i cepheyi teftiş etmek üzere Kafkasya'ya gönderdi. Hafız Hakkı Bey 26 Aralık akşamı Trabzon'a ve 29 Kasım'da Erzurum'a ulaşmıştır. Buradan çektiği telgraflarla Türk Genelkurmayını Kafkas cephesinde yaptığı incelemeler hakkında bilgilendirdi. 
Enver Paşa Gelene Kadar Hafız Hakkı Bey'in Yaptığı İncelemeler hülâsaten şöyleydi:
Trabzon-Erzurum arasındaki ordunun yiyecek, giyecek, cephane ve sağlık malzemelerinin cephe gerisinden ileri hatta taşınmasını sağlayan hayati bir sistem olan menzil teşkilatı düzenli bir şekilde çalışmamaktadır, şose tahrip ve terk edilmiş bir halde ve yük taşıma hayvanları az ve bakımsızdır. Yolun düzgün olduğu yerlerde birkaç kamyonet çalıştırılmaktadır. Bu yüzden bu duruma acil çare bulunmazsa 3. Ordu'nun yiyecek, giyecek ve cephane eksikliği çekeceği kesindir (bu durum ilerleyen süreçte de düzeltilemediği için 1918'e kadar 3. Ordu yiyecek, giyecek ve cephane eksikliği çekmiştir).
Rusların sağ kanadına doğru Oltu üzerinden kuşatma harekâtı icra etmek mümkündür. 9. ve 10. Kolordu'lar bu iş için görevlendirilmelidir. 11. Kolordu ise cephede Rusları oyalamak için bırakılmalıdır.
9. ve 10. Kolordu'ya bu zorlu kuşatma işi için metanet ve cesarete sahip olan bir kumandan tayin edilmesi lazımdır (Hafız Hakkı Bey bu maddede şahsını kastediyor).
3. Ordu Kumandanı Hasan İzzet Paşa ve Alman kurmay başkanı Binbaşı Felix Guse karasızdır. 
Hasan İzzet Paşa ve Binbaşı Felix Guse, cephedeki gerçekleri (lojistiğin bozukluğu, kış şartları, askerin kıyafetsizliği) bizzat gördükleri için temkinli davranıyorlardı. Onların bu "tedbirli" hali, İstanbul’dan büyük bir zafer bekleyen Enver Paşa tarafından "kararsızlık ve korkaklık" olarak nitelendirildi. Enver Paşa, Alman askeri doktrinine (Baskın ve Kuşatma) dayanarak hızlı bir sonuç almak istiyordu.
Enver Paşa, Hasan İzzet Paşa’yı harekete geçirmesi veya onun yerine geçmesi için genelkurmay ikinci başkanı Hafız Hakkı Bey’i cepheye gönderdi. 
Hafız Hakkı Bey, Enver Paşa tarafından cepheye "durumu yerinde görmek" üzere gönderildiğinde, aslında Hasan İzzet Paşa ve Guse’nin haklı olduğunu görmüştü.
Ordunun ayakkabısız olduğunu, iaşenin yetersizliğini ve Trabzon-Erzurum menzil hattının çöktüğünü ilk raporlarında İstanbul'a bildirdi.
Başlangıçta, kışın bu şartlarda bir taarruzun intihar olacağını savunan komuta kademesine hak veriyordu.
Hafız Hakkı Bey’in tavrı, Enver Paşa’nın taarruz konusundaki katı kararlılığını ve Hasan İzzet Paşa’yı görevden alma niyetini sezdiği anda değişti. Bu değişim harekatın kaderini belirledi:
Enver Paşa’nın gözünde "yükselmek" için, onun hayali olan büyük kuşatma planını (ihata manevrası) desteklemeye başladı.
Hasan İzzet Paşa'yı "korkaklık" ve "kararsızlıkla" ile suçlayanlara katıldı. 
Harekâtın Mutfağı neresiydi? Plan Nerede ve Kimlerle Yapıldı?
Harekâtın ana hatları İstanbul’da, Harbiye Nezareti’nde şekillendi. Enver Paşa, Alman kurmaylarının da desteğiyle bu büyük kuşatma planını hazırladı.
Planın Mimarları Enver Paşa’nın yanı sıra, Genelkurmay İkinci Başkanı Hafız Hakkı Paşa ve Alman kurmay subayları (özellikle Yarbay Bronsart Von Schellendorf) planın teknik detayları üzerinde çalıştılar.
Enver Paşa ile Almanlar; Sarıkamış hareketini yapmaya kararlıydılar ve zafere ulaşacaklarından kesin emindiler. 
Çünkü;
Enver Paşa:
Gençti
Hızlı yükselmişti
Büyük bir askerî başarıyla:
Osmanlı’da otoritesini pekiştirmek
Alman müttefiklere gücünü göstermek istiyordu.
Sarıkamış’ta elde edilecek bir zafer:
Balkan yenilgilerinin psikolojik izlerini silecek
Enver Paşa’yı “fatih komutan” konumuna taşıyacaktı.
(Bu durum, karar sürecinde kişisel prestijin etkili olduğunu gösterir.)
Askerin Yüksek Maneviyatına Güvenmesi
Diğer yandan Balkan Savaşları’nın ağır yenilgilerine rağmen Osmanlı ordusunda özellikle doğu cephesinde manevî bir toparlanma vardı.
“Cihat” ilanı, asker üzerinde güçlü bir psikolojik etki yaratmıştı.
Vatan topraklarını geri alma düşüncesi, askeri fedakârlığa hazır hâle getirmişti.
Enver Paşa, askerin bu manevî gücünün fiziksel eksiklikleri telafi edebileceğine inanıyordu.
Bu noktada Enver Paşa, maneviyatı askerî hazırlığın önüne koymuştur.

Rus Ordusunun Zayıf Olduğuna İnanması
Enver Paşa’ya göre:
Rus ordusu kış şartlarında hareketsizdi.
Sarıkamış’taki Rus birlikleri sayısal olarak sınırlıydı.
Ani ve cesur bir kuşatma manevrasıyla Rus ordusu gafil avlanabilirdi.
Ancak bu değerlendirme, Rusların:
Bölgeyi iyi tanıması
Kışa hazırlıklı olması gerçeğini yeterince hesaba katmamıştır.

Zaman Baskısı ve “Şimdi ya da asla” Düşüncesi
Enver Paşa, harekâtı ertelemeyi daha büyük bir risk olarak görüyordu.
İlkbahara kalınırsa: Rus ordusu takviye alacaktı ve sürpriz unsuru ortadan kalkacaktı
Bu yüzden “Kışın yapılamaz denilen bir harekât, düşmanı hazırlıksız yakalayabiliriz” düşüncesiyle hareket etti.
(Bu yaklaşım, askerî literatürde yüksek risk–yüksek kazanç anlayışının tipik bir örneğidir.)

Alternatif Görüşleri Dikkate Almaması
Ordu komutanlarından bazıları:
Kış şartlarını,
Askerin yorgunluğunu,
Lojistik yetersizliği dile getirmiştir.
Sarıkamış Harekâtı, Osmanlı Genelkurmayı içerisinde herkesin hemfikir olduğu bir plan değildi. Aksine, harekâtın zamanlaması ve uygulanış biçimi konusunda çok ciddi uyarılar yapılmıştı. Bu itirazlara rağmen Enver Paşa’nın kararlılığı harekâtın başlamasını sağladı.

Enver Paşa Erzurum yolunda: 
Enver Paşa, 6 Aralık 1914’te yanındaki Alman kurmay heyetiyle birlikte İstanbul'dan Yavuz (Goeben) zırhlısı ile Trabzon'a hareket ettiği bazı kaynaklarda söylenmektedir.
8 Aralık 1914’te Trabzon'a ulaşmış ve buradan zorlu bir yolculukla Erzurum'a doğru kara yoluyla (at sırtında ve yaylı arabalarla) hareket etmiştir.
Enver Paşa ve beraberindeki heyet 12 Aralık 1914’te Erzurum’a ulaşmıştır.

Harekât Öncesi Enver Paşa’nın Faaliyetleri:
Birlikleri Denetleme: Erzurum’daki 3. Ordu birliklerini teftiş etti. Askerin üzerindeki yazlık kıyafetleri, ayağındaki çarıkları bizzat gördü. Ancak bu eksikliklerin "hızlı bir zaferle" (Rusların depolarını ele geçirerek) giderilebileceğine inanıyordu.
Karargâh Toplantıları: 3. Ordu Komutanı Hasan İzzet Paşa ve kolordu komutanlarıyla üst üste toplantılar yaptı. Bu toplantılarda Rusların Sarıkamış’ta gafil avlanması üzerine kurulu "İhata (Kuşatma) Planı’nı dikte etti.
Moral Ziyaretleri: Cephe hattındaki ileri karakollara giderek askere moral verdi. Onlara "Yedi asırlık bir intikamı alacaklarını" ve "Turan yolunun açılacağını" söyledi. Enver Paşa, Mehmetçiğin gönlüne dokunurken sadece o günü değil, bin yıllık bir tarihin muhasebesini yapıyordu. Buradaki "yedi asırlık" vurgusu, rastgele seçilmiş bir rakam değil; Türklerin Anadolu ve İslam coğrafyasındaki varlığına karşı başlatılan topyekûn saldırıların, yani Haçlı zihniyetinin ve Rus yayılmacılığının bir özetidir.
Emir-Komuta Zincirini Değiştirme: "Enver Paşa’nın Erzurum’da gerçekleştirdiği yönetim değişikliği, sadece bir kadro değişimi değil; ordunun sağduyulu sesinin tamamen kısılmasıydı. Tecrübeli komutan Hasan İzzet Paşa’nın 'Hocam olmasaydınız sizi idam ettirirdim' sözleriyle tasfiyesi, ordunun başına hırsın ve gözü pekliğin geçmesi anlamına geliyordu. Bu değişimle birlikte, lojistik imkansızlıklar 'vatan sevgisiyle' ikame edilmeye çalışılmış, askeri disiplin yerini trajik bir inada bırakmıştır."

Baskın Kararı ve Zaman Yarışı
Enver Paşa’ya göre her geçen gün Rusların lehineydi. Eğer bahar beklenirse, Ruslar takviye alacak ve Erzurum’u düşürecekti. Bu yüzden, Enver Paşa, 15 Aralık'ta Erzurum'dan Köprüköy'deki ileri karargâha ulaştığında, 3. Ordu Komutanı Hasan İzzet Paşa'nın tereddütlerini görerek komutayı fiilen ele aldı. 15 Aralık, stratejik olarak "harekâtın yapılacağının kesinleştiği" ve hazırlıkların bu yöne kanalize edildiği tarihtir. Ancak ordu seviyesindeki devasa bir mekanizmanın harekete geçmesi için detaylı bir "harekât emri" yazılması gerekir.
Yazılı ve Resmi Emir ise Askeri kayıtlarda (ATASE Arşivi) esas alınan tarih 18 Aralık'tır. Çünkü bu tarihte, kolordu komutanlarına hangi birliğin hangi yolu izleyeceği, lojistik hatların nasıl kurulacağı ve 22 Aralık sabahı taarruzun başlayacağı "3. Ordu Harekat Emri" numaralandırılarak resmen tebliğ edilmiştir. Aslında Enver Paşa Erzurum’da bir "zaman yarışı" başlatmıştı; ancak bu yarışta doğa kanunlarını hesaba katmamıştı.
İşte bu plana karşı çıkan isimler, nedenleri ve bu fikir ayrılıklarının yol açtığı sonuçlar:
Karşı Çıkan İsimler ve Nedenleri; Harekâta karşı çıkanların temel argümanı, ordunun "hazırlıksız" ve mevsimin “kış” olmasıydı. 
Ziya Paşa ve bazı Kurmay Subaylar Karadeniz'de batan gemiler nedeniyle) ordunun ikmal hatlarının kesik olduğunu, kış mevsimde bulunulması ve Erzurum'daki tifüs salgınını gerekçe göstererek harekâtın bahara ertelenmesini önerdiler.
Karar aşamasındaki en kırılma noktası, 3. Ordu Komutanı Hasan İzzet Paşa ile Enver Paşa arasındaki görüşmedir. Kış aylarında yapılacak bir harekata en güçlü muhalefeti Hasan İzzet Paşa yaptı. Hasan İzzet Paşa bölgeyi ve mevsim şartlarını çok iyi biliyordu. Enver Paşa’ya yazdığı raporlarda; "Askerin kıyafeti yazlıktır, ikmal hatları kesiktir, kar boyu aşmıştır. Bu mevsimde yapılacak bir harekât orduyu yok eder, baharı bekleyelim" dedi. 
Bu mevsimde yapılacak bir taarruzun felaketle sonuçlanacağını açıkça belirtti. Enver Paşa’ya "Bu şartlarda bir harekât orduyu yok eder" diyerek istifasını sundu.
Hasan İzzet Paşa istifa edince, Hafız Hakkı Bey önce Paşa rütbesine yükseltildi, ardından 10. Kolordu’nun başına getirildi.
Sadece Türk subaylar değil, müttefikimiz Almanya’nın Askeri Heyet Başkanı Liman von Sanders bile kış şartlarında yapılacak bir kuşatma manevrasının lojistik olarak "imkânsız" olduğunu savunuyordu. Almanlar genel olarak bir cephe açılmasını istese de, bu mevsimde yapılacak bir saldırının bir askeri intihar olduğunu biliyorlardı.

Ancak Enver Paşa, bu itirazları "korkaklık" ve "azim eksikliği" olarak nitelendirir. Aynı zamanda hocası olan Hasan İzzet Paşa’ya; "Hocam olmasaydınız sizi idam ettirirdim!" diyerek onu görevden alarak yerine bizzat kendisi (Fiilen) ve kendine yakın, daha hırslı ve "olur" diyen Hafız Hakkı Paşa’yı getirdi. Yapılan bu yönetim değişikliği, temkinli seslerin tamamen susturulması anlamına geliyordu.

Yapılan bu itirazların dikkate alınmamasının sonuçları, tarihimizin en ağır tablolarından birini oluşturdu.
"Sarıkamış Harekatı’nın planlama aşaması, çok yönlü bir askeri stratejiden ziyade, tüm başarı ihtimalinin 'hız ve baskın' faktörüne bağlandığı stratejik bir zorlama niteliğindeydi. Enver Paşa’nın İstanbul’dan Erzurum’a uzanan yolculuğu ve orada attığı adımlar, ne yazık ki bu büyük trajedinin başlangıç noktasıdır.

Değerli okurlar,
Bir sonraki yazımda, 22 Aralık sabahı karların arasından yükselen o ilk "Allah Allah" seslerini ve Allahuekber Dağları'na tırmanan 10. Kolordu'nun o geri dönüşü olmayan ilk adımını, 

Allahuekber Dağları'nın beyaz cehenneme dönüşünü ele alacağız.

Cengiz Ceylan
Eğitimci Yazar


Yazarların Yazılarından Doğan Olumsuzluklar Yazarlara Aittir!

Didim'de Fabrikalar işçi arayacak.

AK Parti İl Başkanı İbrahim Küçükoğlu’ndan Oltu’ya Yoğun İlgili Ziyaret

OLTU'DA KENTSEL DÖNÜŞÜM BAŞLIYOR

Oltu’nun Bürokrasi Alanındaki Gücü

Dr.Damla Taşkın Yazdı; Gazze Planı: İşgalin Yeni Kılıfı ve Küresel Dengeler

BESİCİLERE ŞOK! YEM MAKİNE DESTEĞİ.!

OLTU'DA BELEDİYE VE MİLLİ EĞİTİM TARAFINDAN DÜZENLENEN ÇEVRE TEMİZLİĞİ BİLİNCİ

Erzurum ile Linfen Arasında Gönül Köprüsü: Kardeş Şehir Protokolü İmzalandı

Oltu Taşı İşçileri Endişeli, Halk,işciler Merak Ediyor

Ulaştırma Bakanlığı Uçak sayısı artarken Uçak fiyatlarında indirim?

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.GALATASARAY A.Ş. 17 13 1 3 27 42
2.FENERBAHÇE A.Ş. 17 11 0 6 25 39
3.TRABZONSPOR A.Ş. 16 10 1 5 14 35
4.GÖZTEPE A.Ş. 17 9 3 5 12 32
5.BEŞİKTAŞ A.Ş. 17 8 4 5 8 29
6.SAMSUNSPOR A.Ş. 17 6 4 7 2 25
7.GAZİANTEP FUTBOL KULÜBÜ A.Ş. 16 6 5 5 -2 23
8.KOCAELİSPOR 17 6 6 5 -2 23
9.CORENDON ALANYASPOR 17 4 4 9 1 21
10.RAMS BAŞAKŞEHİR FUTBOL KULÜBÜ 16 5 6 5 5 20
11.ÇAYKUR RİZESPOR A.Ş. 17 4 7 6 -4 18
12.TÜMOSAN KONYASPOR 17 4 8 5 -8 17
13.GENÇLERBİRLİĞİ 16 4 9 3 -4 15
14.KASIMPAŞA A.Ş. 17 3 8 6 -10 15
15.HESAP.COM ANTALYASPOR 17 4 10 3 -15 15
16.ZECORNER KAYSERİSPOR 17 2 6 9 -17 15
17.İKAS EYÜPSPOR 17 3 10 4 -14 13
18.MISIRLI.COM.TR FATİH KARAGÜMRÜK 17 2 12 3 -18 9

YAZARLAR