Amerika'da Ermeni propagandasının tarihi Türk-Amerikan ilişkilerinin ilk dönemlerine kadar uzanır. Bu propaganda önce tacirlerden, misyonerlerden, konsoloslardan kaynaklanmıştır. Amerika’dan Türkiye’ye ilk gelenler tacir ve misyonerler oldu. Bunlar ABD'nin bir çeşit öncüleriydi. Sonrada konsoloslar ve diplomatlar bunları takip etmiştir.
İlk Amerikan misyonerleri 1820'lerde,yani Yunan ayaklanması günlerinde İzmir'e çıktılar. Oradan da Anadolu içlerinde Ermenileri keşfe yolladılar.1830'larda Amerikan tüccarı, misyoneri, diplomatı ve konsolosu ile Türkiye'ye yerleşti. İşte Amerikalılarla Ermenilerin ilk ilişkileri o yıllarda başladı. Amerikalılar arasında Ermeni propagandasının kökenleri de o döneme kadar uzanır.
Robert koleji yapılıyor. Yıl 1860
Amerika, İngiltere'ye karşı giriştiği kurtuluş savaşı ile bağımsızlığını kazanmanın hemen arkasından Amerikan ticaret gemileri okyanuslara açıldı. Uyanık Amerikan tüccarı, Anadolu'nun mallarının ününü duymuştu. Amerikan gazeteleri de İzmir incirinin ve diğer Anadolu ürünlerinin reklamlarını yapıyorlardı. Amerikan gemileri İzmir ile özellikle Amerika'nın Boston limanı arasında mekik dokumaya başladılar.1811'de "Woodmas and Offley" adlı Amerikan şirketi İzmir'e yerleşti. Türkiye’de açılan ilk Amerikan ticarethanesi budur.1828-1829 Osmanlı-Rus savaşı yıllarında da Amerika ile Türkiye arasında ki ticaret durmadan gelişti. Osmanlı’nın bu savaşta yenilmesi üzerine Amerika'ya "en çok kayrılan ülke” statüsü tanınmış oldu.1830 yapılan ticaret antlaşması ile de Amerika Türkiye'de simsarlar kullanabilecekti ve simsarlar her milletten ve her dinden olabilecekti. O dönemlerde Türkler simsarlık, gibi işlerle uğraşmıyorlardı.
Osmanlı devletinin 1830’da ABD ile yaptığı ticaret antlaşması ile Anadolu’daki Ermeni simsarlar, giderek kendilerini Amerikan tüccarı gibi görmeye başladılar. Zamanla zenginleşen Ermeni tüccarlar bir anda kendilerini fetö gibi Atlantik ötesinde bulunca, Ermeni simsarlarının çalımından geçilmez oldu. Amerikan pasaportunu cebine koyduktan sonra Türkiye'ye dönünce, dünün Agop efendileri, Bedros ağaları birer Amerikan Yankee'si olup çıktılar. 1890’ların misyoner yayınlarında, Anadolu’dan Amerika’ya giden Ermeni simsar, tüccarlar için "Doğulu Yankeeler" diye yazmışlardır. Daha düne kadar Osmanlı’nın önünde “ağam, paşam" diye bin bir takla atan Ermeni simsar, bu kez "Meğer ben neymişim" havasına girmiştir. Amerikan tüccar ve misyonerleri de durmadan Ermeni’nin egosunu okşayıp durdular.
Misyonerlere göre Ermeniler, Türkiye'nin "en agressive" insanlarıydı. Yani Türkçe ‘de, en saldırgan, en patavatsız, en yırtık ve en küstah anlamına gelir ki bu bir tür horlanmadır. Ama Amerikanca ‘da "agressive" kelimesi "övgü" anlamında kullanılıyordu. Tuttuğunu koparan, gözünü budaktan sakınmayan, becerikli, başarılı anlamında, yani "yaman insan" demekti”. Tıpkı Amerikan tüccar, misyonerleri gibi. "Üzüm üzüme baka baka kararır". Ermeni simsarda Amerikan tüccarına baka baka kararmıştı. Gözünde büyüttüğü Amerikan tüccarını taklit etmeye başladı. Kendisini Amerikan Yankeeleri gibi yüceltmeye çalışırken Türk'ü kötülemeyi meslek edindi.
Amerikan tüccarının kanatları altında palazlanan Ermeni iş adamları, 1880’lerden itibaren birer ikişer Amerika’ya göç edip iş tutmaya başladılar. Boston, New York, Şikago gibi şehirlerde halı kilim mağazaları açtılar. Türkiye'den Amerika’ya göç ederek Amerikan vatandaşlığına geçmiş Varjabedyan adlı Ermeni halı tüccarı, aralık 1883’te Amerikan Başkanına bir mektup yazarak, Türkleri fena biçimde kötüleyerek, Türkiye Ermenilerine muhtariyet verilmesi isteğinde bulundu. Mektuba ismini, imzasını ve halı mağazasının ismini de koymayı unutmaz. Bu mektubun örneklerini de Amerikan basınına dağıtır. "Washington Post" gazetesi mektubu olduğu gibi yayınlar. Washington’daki Osmanlı Elçisi Mavroyeni Bey, Amerikan Dışişleri bakanı Mr. Gresham’a uzun bir nota sunar. Duyduğu üzüntüyü belirtirken, Varjabedyan gibi Ermenilerin küstahlığını, alçaklığını belirtirken bunların Türk düşmanlığı yaptıklarını açıklar. Amerika’ya yerleşen Ermeni iş adamlarının zamanla Türkiye ile bağları azaldı ve koptu.
Türkiye de çıkarları kalmadığı için açık açık Türk düşmanlığını ilan ettiler. Aynı zamanda Amerika’da da maddi güçleri arttığı için, Amerika’nın önemli iş adamları arasında yer aldılar. Böylece Amerikan kanatları altında Ermeni iş adamları "agressive" insan olarak sivrilmiş, yüzyıllarca "ekmeğini yediği" Türk'e karşı hep saldırgan, küstah, patavatsız ve yırtık insan tipi olarak kaldılar. Türk düşmanlığına sermaye yatırdılar. Amerika da bugün de olduğu gibi Türk düşmanlığına destek vermiştir. Ne yazık ki bu doğulu Yankeeler artık fetö gibi içimizden çıkmaya başladılar ki, en tehlikelisi de budur. Ama Türk Milleti hiç birine pabuç bırakmadı, bırakmayacaktır. (Saygılarımla)
Kaynakça
Tarih Boyunca Türklerin Ermeni Toplumu ile İlişkileri Sempozyumu. Ekim 1984 Erzurum Atatürk Üniversitesi Rektörlüğü Yayınları:628
Enver KABUL