BİR BAVUL İKİ KADIN
Bugün sanat dolu bir gün yaşadım. Bursa Devlet Tiyatrosu'nda uzun yıllar oyunlarda rol almış, oyunlar yönetmiş usta oyunca Meltem EVCİOĞLU ile söyleşi yaptım.
SANAT TV'DE yaptığımız söyleşinin ardından Ahmet Vefik Paşa Tiyatrosu'na geçtik. Oda tiyatrosunda oynanan BİR YAŞ DÖNÜMÜ RÜYASI adlı birlikte izleme onurunu ve mutluluğunu yaşadım.
Bir gece. Bir bavul. İki kadın. Feride ve Şirin. Biri anne, öbürü kız. Bu annelik kan bağı değil gönülden kabul edilen, sevgiyle işlenen bir bağ. Gönül bağı, sevgi bağı. Anne kız olabilmek için aynı bedende yaşamak, anne karnında büyümek, anneden doğmak gerekir mi? Bu bir zorunluluk, bir koşul mu? Yoksa birlikte yürünen bir yol mu? Yaşam koşullarına , yaşamın güçlüklerine birlikte dayanmak, birlikte göğüs germek mi? Ya da mutluluğu birlikte yaşamak mı? Hangisi daha gerçek bir anne kız ilişkisi?
Birbirlerine ne denli yakın olduklarını ya da ne denli uzak ve yabancı olduklarını birlikte kavrarlar. Anne, anılarıyla yaşarken kızı kendi köklerini anlamaya çalışır. Anılar ve kökler, bu bavulun içinde saklıdır. Anne kız ilişkisinin gizleri bu bavulun içindedir. Tüm yaşanmışlıklar, yaşanan onca acılar ya da mutluluklar bavul açılınca ortaya çıkar. İçinden sevgi mucizesi çıkar. Sevgidir her işin başı. Sevgi, tüm yaşanmışlıkların ilacıdır çünkü.
BİR YAŞ DÖNÜMÜ RÜYASI, anne çocuk ilişkilerini yansıtan bir öykü. Feride rolündeki Erem NALÇI, yılların oyuncusu usta bir oyuncu. İçinde yaşadığı gelgitleri, iç çatışmaları , hüzün ve sevinçleri ustalıkla yansıtıyor. Oynamıyor, yaşıyor adeta. Şirin rolündeki Sıdıka Derya GÜMRAL, günümüzün , çağımızın kızı. Canlı, kıpır kıpır hareketli. Geçmişini merak edip araştırırken annesine olan sevgisini ve hayranlığını öylesine içten ve doğal yansıtıyor ki...
İki usta oyuncunun sergilediği bu güzel, bu anlamlı oyunu izlemekten büyük keyif aldım. Görülmeye ve izlenmeye değer bir oyun. Günümüzde giderek azalan bir konuyu , sevgiyi ele alması da önemli ve değerli. İki oyuncuyu da bu güzel, etkili oyunlarından dolayı yürekten kutluyorum.
Bu oyunu güzelleştiren öbür ayrıntıları da unutmamak gerekir. Dekor ve ışıklandırma da olağanüstü güzellikteydi. Dekor, kostüm ve ışık tasarımcılarını da ayrıca kutlarım. Oyunu tamamlayan, bütünleştiren bu öğelerin tasarımcıları da her türlü övgüye değer.
İzlenmesi, görülmesi, ders alınması gereken bir oyun. Mutlaka izlenmeli. Benim için en önemli özelliği de usta sanatçı Meltem EVCİOĞLU ile birlikte izlemek oldu.
Bu oyundan sonra da Türk yazının klasiklerinden biri olan , romandan tiyatroya uyarlanan Mai ve Siyah adlı oyunu izledim. Onu bir daha sonra anlatacağım. Dediğim gibi sanat dolu bir gün yaşadım.
Sanat adına verilen tüm emekler ve katkılar için tüm sanatçılara sonsuz teşekkürlerimi sunarım.
İyi ki sanat var. İyi ki sanatçılar var. Çünkü sanatın olduğu yerde sevgi var, güzellik var, paylaşım var, mutluluk var.
Zeki BAŞTÜRK.