BAYRAM VE KOMŞULUK
Halk arasında söylenen çok güzel bir söz, bir dilek vardır: "Ev alma , komşu al" denir. Ne güzel bir dilektir bu. Komşuluğun, komşu olmanın önemini ve değerini anlatır. Komşu, kimileyin akrabadan daha değerlidir, daha yakındır insana.
Kapıyı açtığında yüzyüze gelinir. Esenleşilir. Güleç bir yüzle, içten ve sıcak bir gülümsemeyle başlamak için komşuluğun iyi olması gerekir. Bir eksiğin varsa bir tutam tuz, bir avuç şeker için kapısını çalabilmektir komşuluk. Başına bir iş geldiğinde, hastalandığında çekinmeden yardım istemektir komşuluk. En yakınlarından bile daha çabuk ve daha kolay ulaşabilmektir komşuluk. Onun için komşu, komşunun külüne muhtaçtır.
Yaşlandığında, elin ayağın tutmaz olduğunda daha önem ve değer kazanır komşuluk. Her an, her saniye yüz yüze bakmaktır. Dayanişmadir, paylaşmaktir, birbirine destek olmaktır komşuluk. Komşu bilir, kimin neye gereksinim duyduğunu. Yakınların gelene dek yardıma koşan, gereğini yapandır komşu.
En iyisi bir küçücük öykü ile anlatayım komşuluğun önemini ve değerini.
Adam, koca bir danayı kurban kesti ve büyük bir ateş yaktı. Kızına dedi ki:
"Kızım, sevdiklerimizi ve komşularımızı çağır ; gelip bizimle oturup et yesinler ..."
Kızı bağırdı: ′′ Evimizde yangın çıktı , yetişin ey ahali! Evimizdeki bu yangını söndürmemize yardım edin!”.
Birkaç dakika içinde bunu duyan bir grup insan yangın söndürmek için yardım etmeye koşup evlerine geldiler.
Diğer komşular, akrabalar bu feryadı duymamış gibi davrandılar; feryada kulak tıkadılar.
Yardıma gelenler, Kurban kesen ailenin kurban etinden yiyip içtiler; karınlarını doyurdular. Giderken de elerine birer parça et verildi.
Baba şaşkındı. Kızına döndü ve dedi ki:
‘’ Kızım, gelen insanları tanımam, daha önce hiç görmedim. "Yangın var " dedin, bağırdın .Peki sevdiklerimiz, dostlarımız ve akrabalarımız nerede?”.
Kızın gözleri dolu dolu dedi ki:
‘’ Evimizdeki yangını söndürmeye, yardım etmeye gelmeyenler bizi yangına terkedenler . Bizim dostumuz arkadaşımız, aileden akrabamız değillermiş , demek ki "dedi.
Komşu olup dost akraba olmayı, dostluk yapmayı, cömertliği ve konukseverliği hak edenler bunlarmış demek ki baba dedi”.
Sonuç: Bir felaket anında kim yanınızda değilse, ona dost, kardeş, akraba , aile, komşu demeyin...
Çünkü bunlar, sizin yüzünüze gülen nezaketinizi, cömertliğinizi hak etmeyenlerdir.
Siz, siz olun komşunuzu sevin, ona saygı gösterin. Unutmayın! Komşu, komşunun külüne muhtaçtır. Kimin , ne zaman, neye gereksinim duyacağını kimse bilemez.
Zeki BAŞTÜRK