BAŞBUĞ MUSTAFA KEMAL ATATÜRK :
20.yüzyılın başlangıcında Osmanlı Ordusu malesef politize olmuştu. Daha öncekilerden farklı yeni bir Subay kadrosu yetişmiş.
Askerlik sanatında, cesarette, vatanseverlikte, hürriyetçilikte birbiriyle yarışan insanlardan oluşan her şeye hazır bir kadro.
O dönemin şartları, birbirini kovalayan iç ve dış olaylar bu kadronun yetişmesi için mükemmel bir laboratuar görevini yerine getirmiştir diyebiliriz.
1.Dünya savaşına gelinceye kadar yaşanan 1908 meşrutiyetin yeniden ilanı, 31 mart 1909 vakası, 1911-1912 Trablusgab harbi, 1912-1913 Balkan harbi ve felaketi, Babıali baskını şöhret yapmak ve sivrilmek isyeyen genç komutanlara büyük şans veren başlıca önemli olaylardır.
Yaklaşık on yıl süren bu dönemde bazı kimselerin masal kahramanları gibi parlamalarına imkan tanıdı. Bu süre içerisinde M. Kemal de ileride işine çok yarıyacak bir sürü tecrübeden başka hiçbir şey elde edemedi. Kendisini bir sıçrayışta geçenler İttihat ve Terakki cemiyeti nin avantajlarından faydalanmışlardı.
Halbuki başlangıçta bu Cemiyetin içinde bulunan M. Kemal çeşitli sebeplerden ayrı düşmüştü.

M. Kemal Paşa, kadro içinde kendisinden hiçbir surette değerli saymadığı insanların Onun önünde bulunmalarından menmun değildi. Onlarda M. Kemal in yukardan bakan hallerinden hoşlanmıyorlardı.
Enver Paşa ile birlikte yürümelerine imkan yoktu. Enver önde olmak", M. Kemal "arkada kalmamak" istiyordu. M. Kemal sabırla bekledi. Halbuki hızlı karar veren ve çabuk harekete geçen mizacına rağmen, beklemeyi biliyordu.
Nihayet Çanakkale de ilk büyük başarısını kazanarak değerini isbat etmişti. O güne kadar yalnız askeri çevrede bilinen M. Kemal birdenbire geniş çevrelerin dikkatlerini şimşek gibi üzerine çekmişti. Artık Osmanlı Ordusunun 1.sınıf Kumandanları arasında yerini almıştı.
Enver Paşa, M. Kemal ile aralarındaki derin uçuruma rağmen Ona hakkı olan görevleri vermek zorunda kalmıştır. Hizmet ve yükselme yolunu kendi gücü ile aşan M. Kemal, Enver Paşa ile mücadele etmiş ve de sonuca ulaşmasını bilmiştir.
Enver Paşa nın yurt dışında olmasına rağmen Milli mücadele döneminde M. Kemal için huzursuzluk nedeni olmuştur. Çünkü Enver Paşa ısrarla Türkiye ye dönerek Milli mücadele nin başına geçmek, M. Kemal de Enver Paşa nın dönmemesi için gayret göstermiştir. Çünkü ikilik çıkacak ve milli mücadele hareketi tehlikeye düşebilirdi. İşte o zaman Türk Milleti kaybetmiş olacaktı. Enver Paşa nın "Destanlaşan ölçüsüz cesaretine karşılık", M. Kemal Paşa nın cesaretinde şuur vardı. O korkulacak yerde korkmasını bilecek kadar kişisel cesarete, gerektiğinde savaşı göze alabilecek derecede medeni cesarete sahipti. İşte bu yönü ilede Liderlik M. Kemal in hakkıydı. Enver Paşa başta olmak üzere, o kadronun bütün mensupları aşırı duygu yüklü idiler.
Fakat aralarında tek gerçekçi M. Kemal Paşaydı. Mondros ateşkesi sonrası Türkiyenin dört bir yanında memleketin kurtuluşu için Müdafai hukuk cemiyetleri kurulmuştu, ama bunları birleştirerek tek bir güç ve irade şeklinde düşmana karşı koymayı yönetebilecek bir kişi vardı. O'da M. Kemal di.
O, Osmanlı toplumu parolasını "MİSAKI MİLLİ" ile "MİLLET MECLİSİ" şeklinde gerçekci bir şekilde yürütmüştü. M. Kemal, Anadoluya giderken arkasında sadece "ÇANAKKALE ZAFERİ" vardı.
Samsuna çıktıktan elli gün sonra rütbesi, mevkii ve yetkileri elinden alınmıştı. "SİNE-İ MİLLETE" dönerek herşeye sıfırdan başlamıştır. O meziyet ve yeteneklerini kullanarak Erzurum Kongresine Başkan seçilmiş, kongre sırasında oluşturulan "TEMSİL HEYETİNİN" başkanlıgına getirilmişti. Eylül 1919 da Sivas Kongresini başarılı bir şekilde tamamlamış, Temsil heyeti ile birlikte 27 Aralık 1919 da Ankara'ya gelerek Kurtuluş Savaşını başlatmış oldu. 23 Nisan 1920 de TBBM sini Ankara da açmış, bir gün sonrada 24 Nisan günü de TBMM'sinin Başkanı seçilmişti. Milli mücadele başarı ile tamamlanmıştı.
Önce Lozanda Uluslararası Konfreransra Yeni Türkiye Devleti nin varlığı tasdik edilmişti. Sıra Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ilanına gelmişti. 29 Ekim 1923 te Türkiye Cumhuriyeti Devleti ni kurduğunu bütün Cihana ilan etti. 15 sene süren Cumhurbaşkanlığı döneminde ise Türkiye Cumhuriyeti'ni "ÇAĞDAŞ UYGARLIK SEVİYESİNİN ÜSERİNE ÇIKARMAK İÇİN" kalan ömrünü harcadı.
Bugünkü varlığımızı borçlu olduğumuz başta M. Kemal ATATÜRK ve Aziz Dava arkadaşlarını, rahmet ve minnetle anıyorum. Ruhları şad olsun. (saygılarımla).
Tarihçi Enver Kabul





