Mevhibe SOLAK

Tarih: 12.07.2024 01:27

BABAM VE BEN :

Facebook Twitter Linked-in

BABAM VE BEN : 

Ankara Hasanoğlan öğretmen okulundan ayrılıp Erzurum'a Şubat yarıyıl tatiline gelip 15 gün bitince. Babamla, evden ayrılıcağım sıra Annemin elini öperken ; kızım Habip Baba türbesini ziyaret et ve dua okumadan geçme dedi. Annemin tavsiyesini yerinde getirdim. Hava çok soğuk ve sisli bir kış günü. babam elimden tuttu yeni okulum Erzurum,Ilıca da bulunan Yavuz Selim İlk Öğretmen Okuluna giderken Okulun Doçu'da (servis jipi) Müdür Fikret Öztürk'le karşılaştık Eşref Bey, okulumuza gelen kızımız olmalı dedi bizide bindirdiler ve  okulun  Yemekhane önünde durdu bindiğimiz otomobil, indik etrafa bakıyorum Ankara da ki çok güzel okuldan sonra gördüğüm bu garip yer bende şok etkisi yaptı üzüldüm.Müdür bey, Babamı ve beni yemekhaneye davet etti, yemekhaneye gidince kızların ayrı bir yerde yemek yediklerini gördüm yanlarına gittim ve tanıştım yedikleri yemekten banada ikram ettiler yiyemedim çok soğuktu. Babam yanıma geldi beraber yemekhane den çıkınca bana, kızım şu karşıdaki elektril santral binasını,Cilavuz'dan  geldik  arkadaşlarımla bir yaz tatilimiz de yaptık o zamanlar imece usulü ile yardımlaşarak sınıf dersliklerimizi yapıyorduk burdan sonra Adana Düziçi Köy Enstitüsüne gittik, derslik yaparken "SITMA" hastalığına yakalandım uzun süre yattım.Zor atlattım. Allah o sıkıntıları bir daha göstermesin. Yanımıza Okul Müdürü bey,bana sordu...,!

             Ankara'dan sonra burayı nasıl buldun...? ses çıkarmadım.Babamla Ner den tanışıyorsunuz dedim.  Bandırma dan asker arkadaşı olduğunu anlattı. Okulumuz karma idi.  Tanıştığım, arkadaşlarım bana ANKARA'LI dediler. Babam da bende çok şaşırdık bakımsız havanın soğuk yüzü orda olan herkese yansımış...! Babam, dediki  geldiğine pişman oldun değilmi...! evet canım babacığım, Ankara : Hasanoğlan öğretmen okuluyla mukayese edilmez.Ama...! size, anneme ve kardeşlerime yakın olduğu için mutluyum bütün güzellikler bir arada olmuyor. Babam, beni okula bıraktı gitti...! alışmam çok zor oldu hatta  hayatımın şokunu yaşadım bir daha kendimi ve yıllar öyle geçip giderken, bir hafta sonu babacığım beni okuldan alıp eve götüreceğini biliyordum Kar lapa lapa yağıyor,keşke bu soğukta gelmese düşünürken, soğuk tipi esiyor bir hayli zaman geçti merak ettim. Babacığım gelmedi gecikmeli gelince Tipili havada okula gelirken, meyerse yolunu kaybetmiş."PULUR" köyüne gitmiş geri dönüp okula geldi ve onu gördüğümde şaşırdım ; kirpikleri donmuş üşümüş, çok üzüldüm ve de mahcup oldum...Keşke gelmeseydin canım babam, kızım biz babaların görevi çocuklarını mutlu etmektir sen,üzülme yavrum diyerek beni teselli etti. İlıcaya 45 dakika yürüyerek gittik orda münibüsle Erzurum'a ve eve geç gittik. Yatılı okuduğum için evdeki yerim çok farklıydı.Babam "Çocuk Yetiştirme Yurdunda" geçmişti ...orda bulunan, anasız ve babasız çocuklara çok üzülür dü. Hatta çoğu zaman ağlardı. Bayramlarda, çocuklar bizim eve gelirlerdi.Kapının zili çalınıp açtığımızda "EŞREF BABAMI" evde mi...? elini öpmeye geldik derlerdi ona sarılır öperler di,kimi başını okşar kimi ellerine sarılırlardı.Bir yaz, tatilinde babacığım eve geldi ağlıyor...hayırdır niye ağlıyorsun...?  sorduk anlattı , Eğitim Enstitüsünde okuyan G.Antepli bir genç baba, bana para ver memlekete gideceğim iş bulur çalışırım paranı yollarım, Babacığım ; ona sana harçlık veriyorum sakın bana para gönderme sana harçlık olarak verdim diyor sarılıp elini öpüyor babacığım da ona sarılıyor genç ağlıyor bu dünyada benim senden başka kimsem yok babam diyor.
               Oğlum memlekete gitme sana burda iş bulalım çalış yok...! Eşref Babam gidip anamın, babamın mezarlarında ziyaret edeyim.Öyle diyince sen bilirsin diyip yolcu ediyor. Memleketine giden genç "İNTİHAR" edip ölüyor...O acı haberi duyunca babacığım günlerce ağladı ve yaşadığı sürece,adını anarak yad ederdi.Bir gün Ayakkabı msğazasının önünden geçiyordum vitrinde güzel bir çift aya kabı ile çanta gördüm içeri girip almak istediğimi söyledim. Fiyatını sordum, abla ben sizi tanıyorum siz Eşref babanın kızı Değilmisiniz...? fiatı şu kadar ama...! size indirimli vereceğim olmaz almam dedim orta bir yerde anlaştık aldım.Babacığıma anlattım onada ağladı ah...benim güzel yavrum ne güzel bir düzen kurmuş. O çocukların okul durumlarını takip ederdi .. iş bulurdu o şekilde takip ederdi. BABACIĞIM SADECE BİZİM BABAMIZ DEĞİL ÖĞRENCİLERİNİN DE BABASI İDİ.Yurttaki çocukların acıları onu çok üzüyordu Kazım Karabekir İlk okuluna geçti.Babamı sınıfında ziyarete gittim. Öğrencileri, bana O sizin değil bizimde babamız zil çalıp teneffüs'e çıkınca hepsi babamın etrafını sardılar sakın bizi bırakıp gitme EŞREF baba diye söyleniyorlardı.Yıllar sonra Ankara ya gidince çok çeşitli makam ve mevkilerde babamın öğrencileriyle karşılaştım her zaman sevilip sayılan bir babanın kızı olma gururunu yaşadım.BU DÜNYA DA BİR HOŞ SEDA BIRAKARAK EŞREF BEY GÖÇTÜ.RUHUN ŞAD OLSUN


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —