Atatürk ve Gençlik
Bugün 19 Mayıs. Bugün yok olmaya yüz tutmuş bir ulusu küllerinden yeniden var eden yolculuğun başlangıcıdır. 106 yıl önce bugün Anadolu topraklarında, Samsun'da bir güneş doğdu . Bağımsızlığın, özgürlüğün umudun, ilk adımı atıldı .
Samsun'a ayak basarken gözlerinde inanç, yüreğinde ulus sevgisi vardı. Ve ardında parçalanmış bir yurt, yok olmaya yüz tutmuş bir ulus.
O güneş Mustafa Kemal’di.
O, Sadece bir komutan değil,
aynı zamanda bir düşünce, bir ışık, bir devrimdi.
O, ışığı, geleceğe taşıyacak olanların kim olduğunu çok iyi biliyordu:
Gençlik.
Çünkü gençlik, bir ulusun yeniden doğuşudur.
Bir ulusun en taze, en diri, en umut dolu yanıdır.
Mustafa Kemal, bu yüzden gençliğe seslendi her fırsatta.
Onlara seslenmekle yetinmedi.
Onları geleceğin kurucusu olarak gördü.
Savaş meydanlarında dökülen kanın, kurtuluşun ve Cumhuriyet'in meyvesi,
genç ellerde büyümeliydi.
"Ey Türk Gençliği!" diyerek başladı o unutulmaz seslenişine…
Bir vasiyet, bir inanç ve bir çağrıydı bu.
Her sözcüğü bir sorumluluk, her tümcesi bir uyanıştı.
Çünkü biliyordu:
Gelecek, ancak uyanık beyinlerin ve özgür düşüncelerin omuzlarında yükselebilirdi.
Gençlik demek, salt yaş almak değil, bir düşünceyi diri tutmak,
bir inancı sonsuza dek yaşatmak demektir.
Ve o inanç;
Bağımsızlık,
Özgürlük,
Cumhuriyet,
Çağdaşlık ve
Aydınlık bir gelecek demektir.
Atatürk, gençliğe güvenmekle kalmadı. Onlara gücün ve değişimin odağında bir yer verdi.
"Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır,
Fakat Türkiye Cumhuriyeti sonsuza dek yaşayacaktır" derken, Cumhuriyet'i emanet ettiği eller genç ellerdi.
O gün bugündür,
Her 19 Mayıs’ta dalgalanan bayrak, salt bir kutlama değildir.
Bir anımsatma, Atatürk ilke ve devrimlerini korumaya bir ant içme, yeniden bir diriliştir.
Gençlik, her yıl o gün bir kez daha söz verir:
"Atam, izindeyiz.!"
Bugünün gençliği;
Teknolojiye yön veren,
Sanatta, bilimde, düşüncede yol açan,
Vicdanı hür, fikri hür, irfanı hür bir gençliktir.
İşte bu gençlik , Atatürk’ün hayalindeki gençliktir.
Bu hayal, gençliğin gözlerinde parlayan umut, bir ulusun yarınlarına düşen ışıktır.
Ve bugün biz,
Gönlümüzde O’nun ilkeleriyle yürüyor,
Her adımda “Ne mutlu Türk’üm diyene!” diyerek yükseliyoruz.
Çünkü biliriz ki,
Atatürk ve gençlik, ayrılmaz bir bütün, bir ulusun sonsuza dek aydınlığa yürüyüşüdür.
Bütün umudumuz gençliktedir. Tüm genç düşünenlerin 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı kutlu olsun!
Zeki BAŞTÜRK