Kemal SOLAK

Tarih: 24.07.2023 00:34

GÜLİZAR NENEMDEN TEVARUS EDENLER VE BENDEKİ İNTİBALARI

Facebook Twitter Linked-in

GÜLİZAR NENEMDEN TEVARUS EDENLER VE BENDEKİ İNTİBALARI
Kemal Solak
Şenkaya okumuşu bol ve çekirdekten yetişeni bol sevilen ve sevenleri bol güzel yurt köşemizdir. Bardız Köyü (GAZİLER) milli mücadele yılları öncesi ve o yıllar dahil İstiklal madalyası almayan hemen hemen hiç bir hanesi yok. Cıvar köyler 3 kere hicret etmiş ve bu halkımız 3 kere de geri dönmüş , ıstırap ile yoğrulmuş halkımız. Muhacir halkımız, bunlar göçmen değil... Göçmen ifadesi, bir daha geri dönmemek üzere yerleşik düzenini terk ederek başka yerlere göçenler için kullanılan tabirdir. Bu tabir mülteciden farklıdır, mülteci geleceği belli olmayan, kararsızlık içinde günlerini gecirenler için kullanıliyor. Bu yöremizin insanı Rus işgaliyle 1877 den 1946 yılına kadar 3 kere hicret etmiş sırasıyla;
1877-1878 Osmanlı-Rus harbi başlarken
1914 Birinci Cihan Harbi başlarında
1946 da Stalin’in Kars-Ardahan yöresini istediği dönemde halkımız yorganını sırtına alıp, canını kurtarma derdiyle evini yurdunu terk etmiştir. Bu son hadise üzerine Sarıkamış’taki 29 tümen Erzurum Deveboynuna savunma hattı kurmak üzere çekilmiş ve halk da oradan batıya , Orta Anadoluya hicret etmiştir. Kayseri’ye, Yozgat ve Çankırı’ya gidenler çok. Hasankaleli Prof.Dr.Mümtaz Turhan hoca bunları talebeliğimizde anlatmıştı; "Kültür Değişmeleri" doktora tezini Fransız hocasıyla Kayseri muhacirleri üzerine bina etmiş. Göç etmeyen köyler de var, Göç edip geri dönenler ile hiç göç etmemiş olanların arasında mukayeseli bir tez hazırlamış, kendisi Hasankaleliydi, rahmetli hocamız sosyologdu ondan Dil Tarihde seçmeli ders almıştım. Göç sırasında hiç bir köy tam olarak boşaltılmamış, ancak Stalin göçenlerin yerine Rum ve Ermeni halkı yerleştirip beraber yaşamalarını sağlamıştır. Onun için bizim o yörede köylerin adı Rum ve Ermeniler tarafından değiştirilmiş bu gün yörede ARDOS, PERTUS, PIRDANOS, GALGOS, BABOS, KATIRIS, ORTİS, PATNOS gibi, -OS, IS, İS, TİS gibi eklerle biten köy adları Rumlardan kalma adlardır. Ermeniler de --SOR takısı vererek köy adları oluşturmuşlar KOSOR, ÇAKSOR, LİKSOR, KISMASOR, (hatta İSLAMSOR gibi karma isim), KEÇESOR, LAV(Ğ)SOR, AHPISOR, İSLAMSOR (Taşlıgüney) köyleri Tortum,Oltu,Şenkaya ve olur havalisinde yaygındır. Mesela KARNAVAS Olur'un büyük köyüdür(Ormanağzı). Birçok yerde OCAK yerine PEÇ derler.
Ben nenemden biliyorum, çoğu zaman sofra, bardak, kova, bakraç, sandalye vs yerine Peşgın, istikan, (b)vedra, katilik, istol gibi kelimelerden oluşan adlar kullanırdı. Yani içiçe yaşamaları, komşuluk yapmaları sonucu bir çok kelime de dilimize geçmiş, bizden de onlar almışlar. Para ya manat, kapik, ermeni kızına Haçik veya Akçik; oğlan gençlere Dığa, Karsta yaygın kullanılan sımışka ayçiçeğinin adıdır. Benim Gülizar ve Lalizar (tek yumurta ikizleri) Nenemin babası Nüsük'de dedem Molla Habip yörede sözü geçen imam imiş ve Rusçayı aksanıyla bilen insan olarak çok anlaşmazlıkları halletmiş ve fakat iyi dil bilme de sır ifşası anlamına geldiği için, bu insanı kullanamamışlar ve minarede ezan okurken katletmişler. Nenem kendi ejnebi veya gayri müslim arkadaşları ve komşularının adlarını söylerdi. KASIM HRİŞO, TRİŞMAN ,MERZEK, TOŞİRO , MIŞKA (Çiçek) vs diye arkadaşlarıyla oyun oynarlarmış. Çermikli olarak Köyümüzün mensupları iyi bilirler, ESKİ YAYLA var.O bölgede harabe olmuş evlerin kalıntılarından kimin nerde oturduğunu nenem tahmin etmişti ve eli ayağı tutuyorken bizi köyde ilkokulda okuttuğu yıllarda 1952-53), o yaylayı arzulamıştı ve bana kendi doğduğu evi tahmin etmişti. Bizim Çermik köyünde 1888 de ve belki biraz sonra olabilir ama Bardızda bu tarihte ilkokul yapılmış, bunu Ruslar yapıp Rusça ve Osmanlıcayı da seçmeli ders olarak koymuşlar. Stalin kurnazlığıyla referandum hazırlığı yapmış, halkımızı ezmemiş. Kaynatma şeker ve hatta patiska ve bez uruba dağıtırlarmış. Nenem böyle anlatırdı ama biz onlara oy vermemek için sözleşmiştik, tercih sözleri ortalıkta dolaşırken Moskofa ve Saldata (Rus ve askeri) oy vermeyiz diyorlarmış.
Bir anekdot olsun diye aktarıyorum şu anda Suriye’de PUTİN PKK ve onun türevleriyle ne işler tutuyor, görüyoruz. Kuran hükmü müşriklerden dost edinmeyiniz uyarısı hayat düsturumuz olmalı. Bu vesileyle ilk etapda akılda kalanları arzu üzerine zevkle paylaşmak isterim. Bir başka hatıra da anamın babası Hüseyin hoca dedemdendir. Karaurgan Akverenlidir. İmamdı ve ilkokul 3. sınıfı ben orda okudum. Kuran öğrenmek için 1956 da bir yıl Akö(ve)rende onu va hanımı Niğâr nenemin yanındaydım. Dedem Nargen Adası esiri. Akrepli ve Yılanlı Ada... Bir gün kaçmayı planlamış. Yıllar sonra, (5 sene) esas nenem "Sohben ölmüştür" diyerek, kaçarken bir ermeni kızını rehber alıyor; yol bilen bu klavuz hanımla gece yol, gündüz saklanarak, Nargen Adası Hazar denizinden Gümrü yoluyla Ahiska Posof derken 4 ayda Ardahana geliyor. Yanındakini müslüman ediyor, onunla evleniyor... Nigâr adını veriyor. Beni Nigâr nenem yedirdi içirdi. Rahmet olsun. Mesli abdestli namazlı göçtü gitti. Dedemin bu serüvenini, üniversitede okurken , Devrim Tarihi hocamız Prof. Dr. Afet İnan' ın bitirme ödevi olarak bana verdiği tez konusu halinde, "SAVAŞ YILLARINDA SARIKAMIŞ HAVALSİNDE YAŞANANLAR VE HATIRALAR" adıyla 85 sayfalık bir sunumum vardır. O tezi zaman içinde Atatürk Üniversitesi kütüphanesinde gördüm. Ben vermemiştim; ancak ondan alıntı makaleler başka adlar altında tarihçiler tarafindan neşredilmişti. Çalışma bana aitti ama, sevinemedim. Dergilerde basılmış olarak gördüm. Hatta bundan 2 ay evel (Mart 2021 de) Akit Tv de bu konuları dile getiren sohbetlerinde, Prof. Dr. Mustafa Armağanın (Derin Tarih) bir programında konuyu gece bir not ile aktarmıştım!, traji komik bir iktibas veya intihal diyerek, bu garabete gülüşmüştük. Tezi yapan derleyen ben, yaşayan dedem, yayınlayan başkaları ve de bunlar bilim adamı(!)...*
Gene aynı vesileyle geçmiş yılları Sarıkamış Hadisesi olarak gündemimize mal eden değerli Prof.Dr.Bingür SÖNMEZ hocama şükran borçluyuz. Canı pahasına bu ibadet nitelikli vefa borcu hepimiz için farz ı ayinden Farz ı kifaye haline gelmiştir. Allah ondan razı olsun, şifalar versin daima.
________________
* Akit tv ye yolladığım ibare:
[20/03 9:04 ÖS] Kemal Solak:
Değerli bulduğum bu eleştiriye bakarak demek ki bizler hatıraları bile temkinli okumak durumundayız. Değerli Prof. Dr. Armağan hocamız sizler var olun...
Afet İnan 1967 de Ankara Fen fakültesinde Tarih dersimize geldi. Bitirme ödevimi yıllar sonra makale olarak bir dergide okumuştum. Tahrifat. Duamız size.
Prof Dr. Kemal Solak

Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —