ANADOLUNUN MANEVİ SAHİPLERİ:
En büyüğünden en küçüğüne kadar fetihlerimizde, gazalarımızda manevi işaretler, efsaneler, inanışlar vardır.
İstanbulu fethetmeden önce Akşemseddin, sur dibinde şehit düşen Eyüp El Ensari nin mezarını buldu ve İstanbulun fethi gerçekleşti. Eyüp semti Onun adını taşır. Başka birçok semtlerde başka evliya ve kahramanlarımızın adını taşır.
Konyada Mevlana, Kırşehirde Hacı Bektaş Veli, Ahi Evran, Kayseride Seyyid Burhaneddin, Bilecikte Şeyh Edebali, Bursada Emir Sultan, Akşehirde Hoca Nasrettin, Göynük'te Akşemsettin, Ankarada Hacı Bayram Veli, İznikte Erefoğlu, Siirt Tilloda Erzurumlu İbrahim
Hakkı, Kastamonuda Şaban Veli, Eskişehirde ve bilmem Türkiyenin kaç yerinde Yunus Emre, Erzurum Horasan'da Sanemerli Seyyid Hacı Ahmet Baba, Erzincan da Terzi Baba ilk akla ve dile gelen Manevi mimarlar. Bunların yanına yazılabilecek binlercesi var. Anadolu Erenleri de Manevi Ordu idiler. Öldükten sonrada manevi feyizleriyle nesillerin ruhlarını yoğurmaya devam ettiler. Öyle olmasa idi kurtuluş savaşında küstah ve ahlaksız yunan Bursa ve İznik'teki türbelere saldırırmıydı?. Bu toprakları önce kanımız, sonra alın terimiz, göz nurumuz, gönül cevherimiz, göz yaşımızla nakış nakış işlemiş, her köşesini maddi manevi eserlerimizle süslemişizdir. Asırlar süren gayretlerle bu coğrafyanın dağını, taşını, toprağını, ağacını, suyunu, kurdunu, kuşunu, kanımız irfanımız, imanımızla yoğurduk. Kendi rengimize boyadık, manalandırdık.
Tarih anlattık, efsane, destan, türkü, ağıt, masal söyledik. Neticede Türk ettik, Müslüman ettik. Kanla İrfanla Cumhuriyeti kuranlar temelide Selçukludan, Osmanlıdan devr aldıkları bu kutsal vatanın değerinide iyi bilmişler, korumuşlardır. Herkes iyi bilsinki Şanlı Cihan İmparatorluğu Osmanlının bakiyesi olarak elde kalan bu Türkiye, ebediyete kadar Müslüman Türk Milletinin kaderine bağlanmış Vatanıdır. (saygılarımla)
Enver Kabul