ALLAHUEKBER DAĞI VE ŞEYH SENANİ EFSANESİ: ALLAHUEKBER,
ADININ HİKAYESİ; Çeşitli menkıbeler söylenir.Rivayet edilir ki: "NUH" Tufanı sırasında.Sular alçalmaya başladığı zaman, Hz.NUHUN, gemisi ordan geçerken, dağın tepesine çarpar. "NUHPeygamber. Heyecanla "ALLAHUEKBER...!"DİYE TEKBİR GETİRİR,öylece adı konulmuş olur. Yüksekliği,3200 metre,
Kışın yağan karın yüksekliği 1,5 metre ile 2 metreyi olur.Sıcaklık
-25 -30 dereceyi bulur.Kışın10 ay,karla kaplı olur.İlk Bahar gelince ,500 çeşit çiçek açar.NOT;Atatürk.Üniv. Botanik çalışan arkadaşlar araştırmaları sonucunda,500 çeşit çiçek türü tesbit ettiler.Dünyanın hiç bir dağında bu güzellik yoktur.
Allahuekber, dağının bir yüzü,Kars,Göle ilçesine,
bir yüzü,Sarıkamış ilçesine,bir yüzü, Selim ilçesine, bir yüzüde, Erzurum. Şenkaya ilçesine(eski adı örtülü)ye bakar. Etrafında bulunan yaylalara göç eden insanların.Yaz mevsiminde,büyük bir zevkle ve manevi haz duyarak ziyaret ettiği.
BU DAĞIN, ZİRVESİNDE;
SENANİ,SARI ÇİÇEK VE
ARKADAŞLARININ MEZARLARI bulunur.
Peygamber Efendimiz, Mirac'a vardığı zaman
bir sohbet sırasında, Şeyh Abdulkadir. Geylani'nin omuzlarının üzerine çıkar...!,ona sorar...! Ben senin omuzlarındayım.Sen kimin,omuzlarındasın..? Abdulkadir Geylani Peygamber Efendimize cevap verir: Bende bütün Şeyhlerin omuzları üzerindeyim. Şeyh, Sen'ani itiraz eder...! "Haşa benden".Diyince
Abdulkadir Geylani ile araları açılır.Dargınlık,
peydah olur.Abdulkadir Geylani'nin, Bağdat Halifesi olma isteği yayılır. Şeyh,Sen'ani eline bir tas süt alır. Abdukadir Geylani'de elini, koynuna sokar. Cennet'ten bir gül
kopararak sütün içine atar.Sözü,Senani ye getirir ve der ki: Bağdat'lılar,süte benzer, bende onların içinde bir gül gibiyim.Bu benzetme,iki Şeyhin Aralarındaki kırgınlığı, dahada derinleştirir.
Senani ye der ki ; SENİN ÇİLEN, NEFS-İ PENEK
Kalesinde, Gürcü Kıralının, yanında kalacaksın.Senani alın yazısına boyun eğer. Çilesini çekmek için, Bağdat'tan,Peneğe gitmek için yola çıkar.
Oltu'ya, gelir.Mısır'dan,
Oltu'ya gelmiş olan.
Meşhur, zatlardan. Mısri Zennuni ye misafir olur. Peneğe beraber giderler yaklaşınca Kaleye gitmek için köprüsü olmayan. Büyük bir nehiri yüzerek geçmeleri gerekiyor. Mısri Zennuni, yüzme bilmediği için nehri geçemiyeceğini, Sen'aniye kendisini omuzunda götürmesini
teklif eder.Senani,kabul etmez...!geçiremem diyince Zennuni, çok alınır.Yaşça ondan büyük ve manevi olarakta ileridir.Aldığı cevaba çok üzülür ve Oltu'ya dönmeye karar verir.Senani'ye beddua eder :"BENİ ALMADIĞIN
OMUZLARINA, DOMUZ YAVRULARINI ALASIN". Yanından ayrılır gece Oltu'ya,geridöner. Sen'ani,azgın nehirden geçer.Gürcü kralının, şatosuna gider.
Sabah,köşkün bahçesini gezerken kralın kızını görür ve aşık olur. Zaman içinde kızda ona aşık olur.Kız Senani'ye,
seni hergün görebilmem
için.Bizim domuzlara çoban ol.Senani, kabul eder.Yedi yıl domuz çobanlığı yapar. Yedi yıl,dolunca domuzlar enikler..!Yeni doğmuş,domuz yavrularını omuzuna alır yavruların kanları üzerine akar...! Senani'nin
o hali, Abdulkadir Geylani'ye,malum olur.500 Müridne,gidin Senani'yi kurtarın getirin der.Müritler Penek yakınına giderler.
Senani'yi,gözetlerler. Gördükleri,manzaraya onlarda üzülürler.Her sabah tekfurun domuzlarınıotlatmaya götürüyorOrda,sarı çiçeklebuluşuyor. Müritlerden
5 kişi,Senani'nin yanına yaklaşarak.Seni götürmeye geldik, bir an evvel...!seni bu halden kurtarıp götürmemiz lâzım.Eski arkadaşlarını görünce çok sevinir.
Ancak...!ben tekfurun kızını seviyorum Ondan nasıl ayrılayım...! Akşam,Sarıçicek'le, konuşayım.
Yarın sizinle görüşürüz domuz yavrularını sırtlıyor,diğerlerinide önüne katıp SARAYA
DÖNÜYOR.
Not:Bu Menkıbeyi bana Dedem.Aslan Ağa,
Ögretmen okulu orta birinci sınıfta idim.O yaz Temmuz ayında
Allahekber dağına ziyarete giderken benide davet etti.Gittim orda anlattı.
DEVAMI YARIN