ADALETİN OLMADIĞI YERDE BASKI VE ZULÜM VARDIR.
Kimi insanlar vardır; kendilerine iş bulur ya da iş yaratır. Edindikleri işten dolayı hem topluma hizmet ederler hem de kendileri mutlu olurlar. Bunlardan biri benim de öğrencim olan mali müşavir Nejat Sevim'dir. Sanatsever bir kişidir Nejat. İnsanları, Bursa Devlet Tiyatrosu' nda (AVP'de) oynanan oyunlara insanları götürür. Biletleri alır, oyunları duyurur ve oyunları izletir. Sanata hizmet etmekten büyük keyif alır, mutluluk duyar.

Zaman zaman beni çağırır oyunlara. Bu akşam yine bir oyunu birlikte izledik .Oyunun adı Meddah ve Cellat. Ali Cüneyt KILCIOĞLU'nun yazdığı, İpek ATAGÜN 'un yönettiği oyun İstanbul Devlet Tiyatrosu ile Bursa Devlet Tiyatrosu'nun ortak yapımı. Oyunda üç ana karakter var: Cellat, Meddah ve Marina. Altı kişi de dansçı.
Yıl 1621. 17. yüzyılın başları. Aylardan Ocak . İstanbul Boğazı’nın donduğu bir yıl . Osmanlı Devletin' de gerileme dönemi başlamıştır. Baskı ve zulüm artmıştır. Böyle bir dönemde bir deniz fenerinde Meddah ile Cellat’ın yolları kesişir. Cellat’ın boynunu vurduğu kişilerin öykülerini Meddah’ın ağzından duyar, onların öykülerine tanıklık ederiz. Zamanla aralarında bir hesaplaşma başlar. Bu çatışma oyun boyunca artarak sürer ve gittikçe sıra dışı bir durum alır.
Oyunda her yer bir sahnedir.

İnsanın bedeni bir sahne, bu kent hem bir sahne, dünya bir sahne. Bu oyunda içimizde gizlenen şiddet gün yüzüne çıkarılır. İnsanın içindeki çatlaklara bir ayna tutulur. Oyun ilerledikçe gerilim artar, merak ettiren ve şaşırtan bir duruma gelir. Tutkunun, hayal gücünün, aşkın ve öfkenin iç içe geçtiği bir ortamda buluruz kendimizi.
Var olmak mı, görünür olmak mı? Gerçek olmadan gölgesi olur mu? İnsan gerçekte şeytan mıdır, melek midir? Toplumda adalet var mıdır ? Adaletin olmadığı yerde ne vardır? Bu soruların yanıtı aranır oyun boyunca.
Oyun görsel efektlerle beslenmiş. Işık oyunlarıyla gerçeklerle düşler arasındaki ayrımlara dikkat çekilmiş. Oyun hareketli ve dinamik. Oyuncular enerjik. Oyunun konusu yüzyıllar öncesinde geçse de günümüze de ayna tutuyor. Bu tür oyunlar, tarihe tanıklık ettikleri için önem ve değer kazanıyor. İzlenmesinde yarar var.
Oyunu yazan , yöneten, oynayan , dans eden sanatçıları ve teknik ekibi kutlar; teşekkürlerimi sunarım.
İyi ki sanat var.
Zeki BAŞTÜRK