Halide Halid(Araştırmacı Yazar)


 Renkler onun hayatının süsüdür…

“Esedli Adil Beytulla oğlu 21 Haziran 1954 yılında Azerbaycan’ın cennet mekanlarından sayılan Lenkeran şehrinde doğdu. Çocuk yaşlarından başladı onun renklere olan sevdası.


 

                                                                                                             Halide Halid 

                                                                                                          Araştırmacı yazar 

  

  Renkler onun hayatının süsüdür… 

Proust: ‘Güzellik renklerde değil renklerin uyumundadır’ 

“Esedli Adil Beytulla oğlu 21 Haziran 1954 yılında Azerbaycan’ın cennet mekanlarından sayılan Lenkeran şehrinde doğdu. 

Çocuk yaşlarından başladı onun renklere olan sevdası. 

Her gün okuldan döndüğünde evlerinin yakınlığındaki Lenkeran nehri boyunca yürür, bazen nehrin bulanık, bazen akan göz yaşı gibi berrak akan suyunu, kıyısındakı ağaçları, çiçek ve çimleri hayranlıkla izlerdi. 

Bir gün babası Beytullah Bey işten dönerken onunla nehrin kıyısında karşılaştı. 

Evladının garip dalgınlığı onun ilgisini çekti. 

-Ne yapıyorsun burada? 

-Hiç, diye babasından maksatını saklamak istedi “okuldan sonra  yorğunluğumu çıkarmak için buraya geldim, bana iyi geliyor.” 

Günün birinde usluca bir odaya geçip, çok sevdiği nehrin kıyısındaki manzarayı beyaz kağıda aktardı. 

Oğlunun eğitimi ile düzenli ilgilenen babası onun aynı odaya sık sık girip çıktığını gördü ve kendini tutamadı. Onun peşinden odaya geçti.  

Okul öğrencisi olan oğlu güzel bir tablo çizmiş, duvara asmış ve kenardan mutlulukla bu resmi izliyordu. 

Baba evladının sanki Lenkerançay’dan (Lenkeran nehri) bir parça koparıp duvara astığını zannetti. 

-Demek ki, sen kendi yolunu bulmuşsun. 

Oğlu babasının mutluluğunu daha da arttırmak istedi. 

-Benim yolum senin kalbinden geçiyor babam! 

Babası “teşekkür ederim, oğlum” deyip odadan çıktı. 

O resmi çizdiğinde 8.sınıftaydı. Aradan iki yıl geçtikten sonra ailesi onun meslek seçimi ile ilgili istişare etmek kararına geldi. 

Oğlunu canından çok sevdiği babası uzun zamandı kalbinde saklı tuttuğu dileğini anlattı: 

-Önceleri senin hukuk okumanı istiyordum. Ama çizdiğin o resimden sonra fikrimi değiştim. 

Şarkıda nasıl diyor: “Kuş kanatla uçar, insan dilekle.” Sen de kendi dileğine doğru uç, kalbinin sesini dinle. 

Annen de ben de sana bol şanslar diliyorum. 

Böylece başladı Adil Esedli’nin renkler dünyasına bir ömürlük yolculuğu. 

1974 yılında A. Azimzade adına Ressamlık Okulunu kazanan A. Esedli 1980 yılında okulu yüksek notlarla bitirdi. 

1980-1985 yıllarında N.Tusi adına Azerbaycan Pedogojik Universitesinin grafik bölümünde eğitim aldı. 

Öğrencilik yıllarında Azerbaycan’ın başkenti Bakü şehrinde sık sık genç ressamların yaratıcılık sergilerine katılıyor ve eserleri bu sergilerde çeşitli ödüller  kazanıyordu. 

Universiteyi bitirdikten sonra doğup büyüdüğü Lenkeran şehrindeki 10 saylı orta okulda öğretmen olarak çalışmaya başladı. 

Öğretmenliğin yanı sıra yaratıcılık yolunda araştırmalarını da ihmal etmiyordu.  

1986 yılı Eylül ayında o Lenkeran Çocuk Ressamlık okuluna müdür olarak atandı. 

Bu satırlar uzun yıllar önce Adil Hocam hakkında yazdığım makaleden alıntıdır. 

Öğretmen olarak onunla çalışma şansına sahip olmak da varmış kaderimde. 

Ressam olmasam da, Adil Bey’e her zaman "Hocam" derim. 

Bunun nedeni, gerçek bir öğretmen olarak gelişmemde onun rolünün büyük olmasıdır. 

Ben ilk kez ressamlık okulunda “Güzel sanatlar tarihi” öğretmeni olarak çalışmaya başladım. 

Kısmet öyle getirdi ki, Adil Bey müdür, ben ve beş ressam arkadaş öğretmen olarak işe başladık. 

Kendisi genç olsa bile sanki yaşlı bir öğretmendi. Zora düştüğümüzde ona sorar, karşılaştığımız soruların cevabını ondan alırdık. 

Bir özelliğini hiçbir zaman unutmadım. Beni ağlatarak öğretmen yaptı Adil Hocam. 

Yeni dönemlerde benim derslerime girer, öğretimde her hangi yanlışımı gördüğünde öğrencilerin karşısında bana yanlışımı söylerdi. 

Kalbim kırılır, ağlayarak sınıftan çıkardım. Hatta öyle anlar olurdu ki, öğretmenlikten vaz geçmeği düşünüyordum. 

Zaman geçtikçe onun neden böyle yaptığını anlamaya çalıştım. Belki de yalnızken bana yanlışlarımı söylerse, kibirli davranacağımı, onu dinlemeyeceğimi düşünürmüş.  

Böylece yıllar öttükçe her defa öğrenci sevgisini, saygısını kazandıkça  Adil Hocama içten teşekkürümü sunuyorum. 

Yıllar geçiyor, Adil Hocamın renkler dünyasına olan deli sevdası daha da artıyordu. 

O yıllarda Adil Hocamın  bir çok şehirde özel yaratıcılık sergisi açılıyor, onun adı Azerbaycan’dan dışarıda, eski Sovetler Birliğinin bir çok şehrinde tanınıyordu. 

Öğrencilerinden bir çoğu onun liderliğinde öğretmen olarak çalışmaya başladılar. 

1997 yılının Mayıs ayında Güney bölgesinde onun resimlerinden oluşan büyük bir sergi açıldı. 

O sergide temsil olunan eserler izleyiciler tarafından ilgiyle karşılandı. 

Adil Hocamın her eseri onun kalbinin sesidir, o bu sesin hükmüyle renkler dünyasının göklerine kanatlanıyor. 

Onu bazen renkler dünyasının Anka kuşuna benzetiyorum. 

Azerbaycan mitolojisinde bu kuş merhametin, yeni yaşamın ve dirilişin sembolüdür. 

Adil Hocam da   ait olduğu sanat dünyasındaki eserlerinde renklerin birbirleriyle olan samimi temasıyla adeta hayatın güzelliklerine, toprağın ve doğanın canlanmasına hayat veriyor. 

Onun farklı bir çizim tarzı var. Eserlerinin her biri insanların bazen cevabını bulamadığı soruları gündeme getiriyor. 

Bazen soyut, bazen gerçekçi olan eserleri insan beynini düşünmeye zorluyor. 

Onu tanıyan herkes resmin onun için ne kadar önemli olduğunu biliyor. 

“Fırçayı elime aldığımda rahatlıyorum, ruhum dinleniyor. Resim yapmak benim için yemek, içmek ve uyumaktan daha önemlidir. Her rengin benim için farklı bir özelliği vardır. Soğuk renkler düşünmeme, çizdiğim eserlerin içine ulaşmama yardımcı oluyor, sıcak renkler ise bana pozitif enerji veriyor” 

Adil Hocam böyle anlatıyor renklere, sanata olan aşkını. 

Her eserini çocuğu kadar sever. Hayatını adadığı bu sanatta hiçbir zaman maddi geliri yüksek olmadı, mal mülk peşinden koşmadı. 

Tek kazancı sanattan anlayan insanların onun eserlerine olan ilgisi ve küçük maddi bütçesidir. 

Yaşı ilerledikçe kendisi için bir karar vermiş Adil Hocam.  

“Ben öyle eserler yaratmak istiyorum ki, bir gün hayatta olmadığımda (Allah gecinden versin) eserlerim müzayedelerde yüksek fiyatlara satılsın” diyor. 

O klasik sanatçılardan Rembrandt ve Tissan'ı çok sevdiğini vurguluyor. 

Ayrıca R.Santi, L.D.Vinci ve P.Picasso'nun eserlerinin çok güzel olduğunu belirtiyor. 

"Çünkü onlar farklı akımlardan esenlenen  sanatçılardı. Picasso bana onlardan daha yakın. A. Azimzade adına Ressamlık okulundayken  öğrenci arkadaşlarım bana espri olarak 'sakallı Picasso' derlerdi. 

Çünkü o dönemde insan figürleri ve geometrik resimler çizmeye başlamıştım. 

Şimdi de çeşitli resimler üzerinde çalışıyorum. Bir eser üzerinde çalışırken önce onu basitleştiriyor, sonra mükemmelleştiriyorum. Bu yöntem Picasso tarafından kullanılmıştır." 

Lenkeran’lı sanatçı 800'den fazla resim ve 900'den fazla grafik eser yaratmıştır. 

Ressamın 200'den fazla resim ve grafik eseri Türkiye, İran, Ukrayna, Gürcistan, Rusya, İngiltere, Fransa, Polonya, ABD, Japonya, Çin, İsrail, Özbekistan ve daha birçok ülke vatandaşlarının özel koleksiyonlarında yer almaktadır. 

Tanınmış ressam, 2013 yılında "Usta Sanatçı", 2017 yılında Uluslararası "Dede Korkut" ödüllerinin yanı sıra farklı yıllarda da birçok ödüller almıştır. 

Ayrıca kendisine birçok kez Kültür Bakanlığı tarafından Şeref belgesi, 3 kez de Bilimsel Metodolojik Kültürel Araştırmalar Merkezi'nin Onur belgesi ve diploması verilmiştir. 

"20. Yüzyılda Azerbaycanlı sanatçılar" başlıklı sanatla ilgili makalelerden oluşan bir koleksiyon ve "Resim ve Grafik" adlı eseri basılmıştır. 

2004 yılından bu yana Lenkeran Devlet Üniversitesinde doçent olarak görev yapmaktadır. 1998'den 2000 yılına kadar  ve  Mart 2019'dan Şubat 2020'ye kadar bana Adil Hocamla yeniden birlikte LDU’da çalışmak nasip oldu.  

Ressamın özgeçmişi hakkında tam bilgi vermeyeceğim çünkü onun çok zengin yaratıcılık hikayesi var. 

Kısmet olursa onunla yapacağım sıradaki röportajımda kendisi size hayat ve sanat hikayesini detaylı anlatır. 

Bu yazımda size üstad ressamın "Kara Yusif", "Kompozisyon",  "Kız kuşla". "Lenkeran.Han evi", "Lenkaran. Çay toplayan kadınlar". "Oğuz Kağan", “Çarşıdan dönenler" tablolarını ve   grafik çalışmalarından bazılerını sunuyorum. 

Renkler dünyasının Anka’sı, bu dünyayla soluyan değerli ressamımız geçen yıl 70 yaşına bastı. 

İnşallah bu yaşı ruhu sanatla beslenen Adıl Hocamın bundan sonra yapmak istediği eserlerin gerçekleşmesine vesile olur. 

  

  

  

  

 

 


Yazarların Yazılarından Doğan Olumsuzluklar Yazarlara Aittir!

Mevlam

Dünya ‘da Bu zülmü Durduracak Hiç mi Bir MÜSLÜMAN DEVLETİ Kalmadı????

'Nüfuz genişletme' mücadelesi yaşanıyor.

Pakistan'da İmran Han'ın destekçileri protesto düzenledi

Yağışlarda son 3 günde en az 50 kişi öldü

Mısır'da döviz likidite sorunu yerel para birimini yeni bir dalgalı kur sistemine geçirir mi?

Doğu Guta'daki kimyasal silahlı katliam İdlib'de protesto edildi

LİG TABLOSU

Takım O G M B Av P
1.Galatasaray 29 23 1 5 42 74
2.Fenerbahçe 28 21 2 5 45 68
3.Samsunspor 30 15 9 6 9 51
4.Beşiktaş 29 13 7 9 12 48
5.Eyüpspor 29 13 8 8 10 47
6.İstanbul Başakşehir 29 13 10 6 9 45
7.Antalyaspor 30 11 12 7 -19 40
8.Göztepe 29 10 10 9 9 39
9.Gazişehir Gaziantep 28 11 11 6 0 39
10.Kasımpaşa 29 9 8 12 -3 39
11.Konyaspor 30 10 13 7 -6 37
12.Trabzonspor 28 9 10 9 9 36
13.Bodrum FK 30 9 14 7 -10 34
14.Rizespor 28 10 14 4 -12 34
15.Kayserispor 28 8 11 9 -12 33
16.Sivasspor 29 8 14 7 -8 31
17.Alanyaspor 29 8 14 7 -11 31
18.Hatayspor 28 4 17 7 -23 19
19.Adana Demirspor 28 2 22 4 -41

YAZARLAR