SARIKAMIŞ: BEYAZ DESTANIN İMANLA YAZILAN ŞEHADETİ
Eğitimci Yazar Cengiz Ceylan Kaleme Aldı: 90 Bin Can, Tek Bir Emir; Dönmeyi Hiç Düşünmediler!
Bugün, tarihimizin en hüzünlü ama bir o kadar da izzetli sayfasını aralıyoruz. Bu, sadece askeri bir harekâtın değil; Doğu Anadolun'nun dondurucu soğuğunda yazlık üniformalarla ölüme yürüyen, bedenleri buz tutsa da kalpleri vatan aşkıyla yanan Türk evladının iman dolu direnişinin destanını aralıyoruz.
Enver Paşa'nın büyük ülküsüyle yola çıkan, Allahuekber Dağları'nı birer seccadeye çeviren o mübarek ordunun, "Beyaz Cehennemi" nasıl bir şehadet gül bahçesine dönüştürdüğünü belgelerle ve manevi bir iklimle inceliyoruz.
Garbın parmak ısırarak izlediği bu büyük yürüyüş, sadece et ve kemiğin değil, ruhun maddeye galebe çalmasıdır. Yazlık üniformalarla -40 dereceye kıyam eden, çarıkları ayağında donsa da sancağı yere düşürmeyen o fidanların; son nefeslerini verirken bile "Vatan sağ olsun!" diyen sessiz çığlığını, beşerî sınırları zorlayan o çelik iradeyi; Eğitimci Yazar Cengiz Ceylan'ın maneviyat yüklü kalemiyle yeniden hissediyoruz.
Karlar eridi, lakin o mukaddes acı ve vatan sevdası yüreğimizde sönmedi...
BEYAZ ÖLÜMÜN SESSİZ ÇIĞLIĞI: SARIKAMIŞ (Yazı Dizisi - 1)
Değerli Okuyucularım,
Bugün ve önümüzdeki birkaç köşe yazımda, tarihimizin en hüzünlü yapraklarından birini; sadece düşmana karşı değil, doğa koşullarına karşı verilen destansı ama acı dolu bir mücadelenin sembolü olan "Sarıkamış Harekatı'nı bir yazı dizisi olarak sizlere sunacağım. 111 yıl önce donarak şehit olan on binlerce vatan evladının hatırasını, karların altından çıkarıp bugünlere taşımak hepimizin vefa borcudur.
Sarıkamış Harekâtı 22 Aralık 1914 – 17 Ocak 1915 tarihleri arasında cereyan etmiştir. I. Dünya Savaşı'nın önemli cephelerinden biri olan Kafkas Cephesi üzerinde meydana gelen büyük bir askerî harekâttır.
I. Dünya Savaşı sırasında Osmanlı İmparatorluğu ile Rus İmparatorluğu arasında Kafkasya Cephesi'nde gerçekleşen, Türk askeri tarihinin en trajik ve üzerine en çok tartışılan olaylarından biridir. Bu harekât, sadece bir askeri strateji değil, aynı zamanda doğa koşullarına karşı verilen destansı ama acı dolu bir mücadelenin de sembolüdür.
Peki ama bu harekatın amacı neydi ve arka planda neler yaşandı?
Sarıkamış Harekâtı, nedenleri ve başlangıç koşulları itibarıyla Türk askeri tarihinin en trajik ama bir o kadar da üzerinde düşünülmesi gereken dönemlerinden biridir.
Bu süreci, harekâtın neden yapılmak istendiği ve askerin o anki fiziksel/ruhi durumu üzerinden beş ana başlıkta inceleyebiliriz:
(Stratejik Sebepler)
Harekâtın arkasında tek bir neden değil, siyasi, ideolojik ve askeri bir zorunluluklar zinciri vardı:
Sarıkamış Harekatı'nın amacı, sadece askeri bir toprak kazanımı değil; aynı zamanda siyasi, ideolojik ve küresel dengeleri değiştirmeyi hedefleyen geniş kapsamlı bir stratejiydi.
Osmanlı Genelkurmayı, özellikle Harbiye Nazırı ve Başkumandan Vekili Enver Paşa, bu harekâtla birkaç temel hedefi gerçekleştirmeyi amaçlıyordu:
Harekâtın temel amaçlarını şu başlıklar altında toplayabiliriz:
a. "Elviye-i Selâse'yi (Üç Sancak) Geri Almak
Osmanlı İmparatorluğu, 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı (93 Harbi) sonunda Kars, Ardahan ve Batum'u Rusya'ya bırakmak zorunda kalmıştı. Yaklaşık 40 yıldır Rus işgali altında olan bu kadim toprakları kurtarmak, Türk ordusu ve halkı için en büyük motivasyon kaynağı ve milli bir onur meselesiydi.
b. Turan İdeali (Pantürkizm)
Harbiye Nazırı Enver Paşa'nın en büyük ideallerinden biri, Kafkasya üzerinden Orta Asya'ya ulaşmaktı.
c. Alman Stratejisi ve Müttefiklik Görevi
I. Dünya Savaşı'nda müttefikimiz olan Almanya, Avrupa (Batı) cephesinde Rus baskısı altında zorlanıyordu.
d. Küresel Bir Satranç Hamlesi: İngiltere ve Hindistan Yolu
Sarıkamış Harekâtı, sadece Kars'ı kurtarma girişimi değil, aynı zamanda İngiliz İmparatorluğu'nun kalbi olan Hindistan'a uzanan yolları sarsacak küresel bir satranç hamlesiydi.
2. Harekât Öncesi Askerin Durumu (Fiziksel ve Lojistik Durum) nasıldı?
Harekât başladığında 3. Ordu'nun içinde bulunduğu durum, "askeri bir mucize beklemek" ile "felakete yürümek" arasındaydı:
Harekât Öncesi Askerin Fiziksel ve Lojistik Durumu kaynaklara göre şöyleydi.
Sarıkamış Harekâtı sırasında Osmanlı 3. Ordusu'na ikmal sağlamak için gönderilen gemiler, genellikle deniz ve kara yoluyla taşınan erzak ve malzemeleri içeriyordu.
Batırılan ikmal gemilerinde;
3. Beslenme ve Sağlık Koşulları;
Sarıkamış Harekâtı başlamadan önce, 3. Ordu sadece Ruslarla değil, orduyu içeriden kemiren iki korkunç düşmanla; salgın hastalık ve kronik açlık ile zaten savaşıyordu. Harekât başladığında asker fiziksel olarak zaten tükenme noktasındaydı.
Harekâtın başladığı 22 Aralık 1914 tarihinden aylar önce, 3. Ordu içinde hijyen koşullarının yokluğu büyük bir sağlık felaketine yol açmıştı.
4. "Deniz Yolu" Darbesinin Etkisi
İstanbul'dan yola çıkan ve içinde 60 bin takım kışlık üniforma, bol miktarda gıda ve ilaç bulunan 3 büyük geminin (Bezm-i Âlem, Bahr-i Ahmer ve Mithat Paşa) Ruslar tarafından batırılması, ordunun son umudunu da yok etti. Asker, Doğu Anadolu kışına Suriye cephesinden kalma yazlık ince üniformalarla ve boş midelerle girmek zorunda kaldı.
5. Maneviyat ve Psikoloji
Balkan Savaşları'ndan yeni çıkmış ve sürekli yer değiştirmiş olan birlikler fiziksel olarak son derece yorgundu. Bir yanda açlıkla diğer yandan hastalıklarla mücadele ediyordu. Tüm bu imkansızlıklara rağmen Türk askerinin maneviyatı oldukça yüksekti.
"Cihat" ilan edilmiş olması ve vatan topraklarını geri alma arzusu, askerin -30°C ila -40°C derecede bile komutanlarının emriyle dağlara yürümesini sağlamıştır.
Peki ama Enver Paşa yaşanılan bunca olumsuzluklara rağmen harekât emrini neden verdi?
Cengiz Ceylan
Eğitimci Yazar